
bir gün kendisini yoklamaya gelen necmettin arif, celalettin arif, mehmet akif ve ibnülemin mahmut kemal'in önünde sait halim paşa şöyle der:
"tanıdıklardan biri yeni yazdığı bir yazının müsveddelerini bana gönderip düşüncemi sordu. okutalım da sizler de düşüncelerinizi söyleyiniz."
yazı, şifre katibine okutturulur. bittikten sonra paşa, akif'e:
"nasıl buldunuz?" diye sorar. mehmet akif:
"çok yinelenmiş sözler bunlar. önemli bir şey değil."
paşa bu kez de ibnülemin'e döner:
"siz ne dersiniz?"
ibnülemin, paşa'nın sararıp morarmasından yazının onun kaleminden çıktığını çakmıştır. üstelik yazıyı da beğenmiştir. karşılığı şu olur:
"ne diyebilirim? eleştirip değerlendiremeyeceğim yüce düşünceler bunlar."
bu sözlerden mehmet akif de yazıyı yazanın kim olduğunu anlamıştır. o da durumu kurtarmak için bir iki söz mırıldanır.