ken robinson
zekanın özelliği, kendine özgü olmasıdır. şu an yeni bir kitap yazıyorum, adı "tezahür". insanlarla yeteneklerini nasıl keşfettiklerine dair yapılan röportajlarından oluşuyor. insanların vardıkları noktalara nasıl geldiklerine hayran kalıyorum.
belki daha çoğu insanın duymadığı, gillian lynne adındaki harika kadın ile yaptığım konuşmadan esinlenmiştim bu kitabı. onu duymuş muydunuz? o bir koreograf ve herkes onun yaptığı işleri bilir. "cats" ve "phantom of the opera"yı yaptı. o harikadır.
ingiltere'de royal ballet'te bulundum bir süre. gillian ve ben bir gün öğle yemeği yedik ve dedim ki: "gillian, nasıl dansçı oldun?" ilginç bir hikayesi olduğunu söyledi; okuldayken gerçekten ümitsizmiş. okulu, 30'lu yıllarda, ebeveynlerine bir yazı göndermiş, yazıda diyormuş ki "biz gillian'da öğrenme bozukluğu olduğunu düşünüyoruz." konsantre olamıyormuş, durduğu yerde duramıyormuş. bence şimdi olsaydı hiperaktif olduğunu söylerlerdi. öyle değil mi? ama bu 1930'lu yıllarda oluyor ve daha o zaman hiperaktivite bulunmamıştı. mevcut bir durum değildi. insanlar buna sahip olabileceklerinin farkında değillerdi.
bir uzmanı görmeye gitmişler, annesi ile birlikte. o, uzaktaki bir sandalyede ellerinin üzerine oturmuş beklerken, annesi 20 dakika boyunca bu uzman ile gillian'ın yaşadığı problemleri konuşmuş. işte insanları rahatsız ettiğinden, ödevini her zaman geç verdiğinden gibi, 8 yaşındaki bu küçük kızın sebep olduğu sorunlar. sonunda doktor annesinin yanından ayrılıp gillian'ın yanına oturmuş. ve demiş ki: "gillian, annenin bana anlattığı her şeyi dinledim ve onunla özel olarak konuşmam gerekiyor. burada bekle, döneceğiz, uzun sürmeyecek." ve onu orada bırakıp annesi ile ayrılmışlar. ama onlar odadan çıkarken masasının üzerinde duran radyoyu açmış doktor ve onlar odadan çıkınca annesine, "sadece dur ve onu izle." demiş.
onlar odadan çıkar çıkmaz ayaklarının üzerinde, müziğe doğru hareket ettiğini söyledi. onlar birkaç dakika onu dışarıdan izlemişler. uzman, annesine dönüp: "bayan lynne, gillian hasta değil, o bir dansçı. onu bir dans okuluna götürün." demiş.
"ne oldu?" dedim, dedi ki "evet, beni bir dans okuluna götürdü. sana ne kadar harika olduğunu anlatamam. bir odaya girdik ve orası benim gibi insanlarla doluydu. kıpır kıpır insanlarla. düşünmek için hareket etmesi gereken insanlarla." bale yaptılar, step yaptılar, jazz yaptılar, modern dans yaptılar, çağdaş dans yaptılar.
sonunda royal bale'ye giriş sınavına katıldı, orada dansçı oldu, royal bale'de mükemmel bir kariyeri oldu. nihayet royal bale okulu'ndan mezun oldu ve kendi şirketini kurdu: gillian lynne dans şirketi. andrew lloyd weber'le tanıştı. tarihteki en başarılı müzikal yapımların bazılarından sorumlu oldu, milyonlara keyif verdi. ve o bir multimilyoner.
bir başkası ona ilaç tedavisi verip sakinleşmesini söyleyebilirdi.