ahmet ümit
süleymaniye külliyesi'ni yaparken ayrıntılara fazla takıldığı için az kalsın başı belaya giriyormuş mimar sinan'ın. sinan'ı sevmeyenler, bu adam camiyi zamanında bitiremeyecek diye dedikodular çıkarmışlar hakkında. bunları duyan kanuni sultan süleyman da atladığı gibi atına, gelmiş yapı alanına. "bre mimar" diye gürlemiş. "neden benim camimle ilgilenmeyip önemsiz işlerle vaktini boşa harcarsın?" hatta daha da ileri gitmiş. fatih camii'ni yapan zavallı atik sinan'ı misal vermiş. "atam sultan mehmet han'ın mimarı örnek olmaz mı sana?"
padişahın hiddeti karşısında yaprak gibi titremiş koca sinan. ne ağzını açabilmiş, ne tek kelime söyleyebilmiş.
padişah öfkeyle sormuş:
"bu bina ne kadar zamanda tamam olur, tez haber ver. yoksa sen bilirsin."
mimar sinan başını kaldırmadan mırıldanmış.
"saadetli padişahımın devletinde, iki ayda inşallah tamam olur."
kanuni, sinan'ın korkudan saçmaladığını düşünmüş, yanındaki ağalara dönmüş:
"bre, şuna bir de siz sorun, bu bina ne zamana dek tamam olur?"
ağalar da buyruk uyarınca sormuşlar:
"mimar ağa, saadetli padişahımız ne buyururlar, duyar mısın? bu binanın kapısı ne zaman kapanıp tamam olur?"
sinan bütün engin gönüllülüğüyle cevaplamış:
"iki ay tamam olunca bu bina da tamam olur."
bunun üzerine kanuni, yanındakileri tanık göstermiş.
"mimar, hele iki ay olunca tamam olmasın, seninle görüşürüz."
böyle demiş ama saraya varınca yeniden düşünmüş. ağaları başına toplamış ve demiş ki:
"mimar'ın deliliği belli oldu. birkaç yıllık iş, hiç iki ayda biter mi? herif, kelle korkusundan aklını oynattı. çağırıp siz de sorun. görün ne cevap verir. eğer sözlerini karıştırırsa binanın durumu müşkül olur."
saray ağaları sinan'ı çağırmışlar. bir kez daha sormuşlar:
"bina ne zaman tamam olur?"
sinan kendinden emin, yinelemiş:
"padişah hazretleri'ne iki ayda tamam olur diye söz verdim. inşallah iki ayda tamam edip tarihe de nam koyayım ki duyanlar hayır ile ansınlar."
bu cevabı alan ağalar kanuni'nin huzuruna varıp şöyle demişler:
"padişahım, herif gayrete düşmüş. ümit edilir ki, inşallah pek yakında caminizde namaz kılmak nasip olur."
ve iki ay sonra sinan söz verdiği gibi camiyi teslim etmiş. ve bu işi imkansız zanneden padişah, belki de mimara yaptığı kabalığı bağışlatmak için, anahtarı sinan'a uzatmış ve şöyle demiş:
"bina eylediğin allah'ın evini, gönül temizliği ve dua ile yine senin açman gerekir."