erdal inönü
babamın son döneminde imam olacaklar için 10 aylık bir kurs açılmış ve o ara, chp dönemi bitmiş. imam hatip liselerinin açılması demokrat parti zamanında oldu.
kuşkusuz demokrasinin bir etkisi oldu bunların açılmasında. iyi niyetle bunu söyleyenleri hatırlıyorum; sofrada "paşam" diyorlardı, "halka dinin, ibadetin esaslarını öğretmek lazım. bunu öğretecek kimse yok şimdi. bu bir eksiklik oldu."
çünkü başlangıçta varmış imam hatip okulları. cumhuriyet'in ilk yıllarında kapanmış. bir süre böyle devam etmiş; ama bir süre sonra hasan ali bey'e, "bu, öğretim açısından bir eksikliktir. devlet olarak bir şekilde bunu öğretmek bizim görevimiz" demişler. onu inandırmışlar. o da kabul etmiş. ondan sonra böyle kurslar yapmaya başlamışlar. yapılan şey kurs açmak. okul haline gelmesi daha sonra. tabi okul haline gelirken de gene "imam ve hatip yetiştirecek bir okul" diye ele alınmıştı. ama sonradan sayıları arttı, kızlar da geldi. ikinci bir eğitim kanalına dönüştü.
can dündar: babanıza "meydanlarda biraz allah'tan bahsedin" derlermiş o dönem.
erdal inönü: o, çok partili döneme, demokrasiye geçtikten sonra olan bir hikaye. babam çok titizdi bu konuda. sofrada söyledi gene: "ben din konusunu hepinizden iyi bilirim. biz gençliğimizde böyle yetiştik; ama biliyorum ki ben de bu konuya girersem, vatandaşlara bunu anlatmaya kalkarsam artık kimse durmaz, kimse hiçbir sınır tanımaz ve sonunda laiklik elimizden çıkar. onun için ben, tutumumu değiştirmeyeceğim" derdi.
tabi o dönem ona "siz de allah'tan bahsedin konuşmalarınızda" diyorlar. nihayet bir gün mitingden sonra "paşam gene allah'tan bahsetmediniz" demişler. "nasıl bahsetmedim" demiş, "ayrılırken 'allahaısmarladık' dedim, duymadınız mı?"
din konusunda ödün vermemekte kesin kararlıydı. sonuna kadar da dayandı. seçimi kaybetme pahasına dayandı o konuda. "allahaısmarladık"tan başka bir şey söylemedi.