yağmur yağarken yağar aşkın da
yıkar her açıkta duran nesnesini dünyanın
evlerde paha biçilmez kuru odaları yasa dışı aşkların
yaşarken duyduğumuz yıkayışını yağmurun
orada resimler ve ince metal nesneler dokumalar
bütün orospulukları bizim keyfimizin görünür penceresinden
ilkyaz yıkamaktadır
aşkımızı yağan yağmur
ağaçlar dönüşür canavarlara
denizden yükselen su
damla damla kayar yivlerinden derilerinin
işte böyle tükendi yaşamım
sevgimizi korumak için
inen yağmur gibi
dünyasına ilkyazın damlalar
öyle genişler ki sözcükler
çok ayrıktır almak için onun sevgisini
ve akarken aralarından damlaların
yağmur iyi yürekli bir doktordur
yağmuru
düşüncelerinin üstünde
okyanusun her yana
yürür görünmez hızlı ayaklarla üzerinde
zavallı dalgaların
dünya dışıdır aşk
hiçbir şey ummaz dünyadan
ve bu değiştiremez dünyayı
istediği gibi
yağmur iniyor toprağa
ve çimenlere ve çiçeklere
gel kusursuzca
oluşmaya kendi sıvında
temizlik
ama aşk yasa dışıdır
ve hiçbir şey olmaz ondan aşktan başka
birbirini izliyor ve iniyor kesintisiz
düşüncelerinden kadının