stefan zweig
beethoven, çalışmalarını yazı masasında değil, gezinirken, yolda yürürken, hareket ederken yapardı. viyana çevresindeki köylüler şapkasız, nefes nefese yürüyen bu ufak tefek adamı elinde bir kağıt parçasıyla sık sık tarlalarda dolaşırken görürlerdi. onu bir kaçık sanırlar, ona "salak" derlerdi. çünkü beethoven başı önünde, bir şeyler mırıldanarak, homurdanarak, bağırarak, şarkı söyleyerek, ellerini kollarını havada sallayarak yürürdü. sonra aniden durur, cebinden küçük bir defter çıkarıp içinden bir sayfayı hızla koparır ve elindeki kurşunla birkaç nota karalardı. alelacele yazılmış bu şeyler o anda ilk akla gelenler, ilk esinlerdi.