stefan zweig
bir otelde özel bir oda, alabildiğine insancıl geliyor kulağa, değil mi? ama amaçları kesinlikle insancıl değil, tersine kurnaz bir yöntem uygulamaktı, bana inanabilirsiniz. bize hiçbir şey yapmadılar, bizi tümüyle hiçliğin içine yerleştirdiler; çünkü bilindiği gibi yeryüzünde hiçbir şey insan ruhuna hiçlik kadar baskı yapmaz. insan yüzü görmeden, insan sesi duymadan, göz, kulak, bütün duyular sabahtan geceye, geceden sabaha en ufak bir besi alamıyordu, insan kendi kendisiyle, kendi bedeniyle, dört beş dilsiz nesneyle çaresizlik içinde tek başına kalıyordu, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu, o sessiz derinlikten hiçbir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi. yapacak, duyacak, görecek hiçbir şey yoktu; her yerde ve sürekli hiçlikle çevriliydi insan; boyuttan, zamandan yoksun boşlukta.. insan sabahtan akşama dek bir şey olmasını bekler; hiçbir şey olmaz. bekleyip durur insan. hiçbir şey olmaz. insan bekler, bekler, bekler; şakakları zonklayıncaya dek düşünür, düşünür, düşünür. hiçbir şey olmaz. insan yalnız kalır. yalnız. yalnız.