fakir baykurt
kendinden öncekilerden daha az savaşçı olan john d. kennedy, "barış içinde bir arada yaşama"ya razı idi; bunun için öldürüldü. bunun için onu öldüren "şebeke" ortaya çıkarılmadı.
"geriye doğru tırmanarak vietnam savaşı'nı durduracağım!" diyen başkan adayı robert kennedy'yi barışçı amerikalılar seviyordu. dünyada buzdolabından daha çok satılan savaş taşıtlarını yapanlar ise elbet sevmezdi. onu, tam başkanlığını kesinleyen california önseçim sonuçlarının belli olduğu gün alnından vurdular.
zordur bu, dedim. soracağınız soruya doğru cevap alamazsınız köylüden. kimse alamamıştır.
ekonomisi kapalı olanın, gönlü de kapalı olur.
incil'de bir cümle vardır: insanoğlunun gururu, aşılması en zor dağdır.
bir ara caminin önünde vali beyimiz dedi ki, "genel meclis'e önerelim de, köyün adı değişsin. kızılöz çok kötü!" ne diyeceğimi şaşırdım. "vali beyimiz, çok affedersin ama, kızılöz bu köyün kadim adıdır. belkim atamız adem'den kalmadır. değişir mi?" tilki gibi kıstı gözlerini: "değişir, değişir!" dedi. ataların günü başka, şimdi başka. kızıl'ın anlamı kötüdür. kötü dedim mi, orda dur! güzel bir ad buluruz yerine. zaten de, güzel bir köy. daha da güzel olacak. güzelöz deriz mesela; kızıl'ı değişir, öz'ü kalır."
kaymakam efendimiz geldi. dedi: "kızılöz köyünün adı değişti. il meclisi karar aldı; güzelöz oldu. yakışanı da budur!" böylece bizim "kızılöz", "güzelöz" oldu.
sonradan sıkmayla büzük daralmaz. büzük baştan dar olacak.
aşar isek karlı dağdan aşalım
geçer isek sarp yerlerden geçelim
çekes isek güzel kahrı çekelim
çirkinin kahrı zordur çekilmez
hazreti peygamberimiz, boş durmaktansa boşa çalışmak iyidir buyurmuş.
din ayrılığını bir şey sanan deliler hala var yeryüzünde!
sıkı can iyidir kızım, çıkıp gitmez.
borç insanın üstünde bir karanlık dağdır, ezer durur adamı.
çok eskiden, saka diye bir kuş vardı. bu kuş aşık kemiği yutardı. gıdası kemikti onun. günde iki kemik.. öğünleri böyle savar giderdi. yalnız bu saka, bulduğu kemikleri yutmadan önce, aşağı yanına bir kez sokar çıkarır, ondan sonra yutardı. komşusu olan sığırcık şaşıp kalarak sordu saka kuşuna: "kemikleri neye sokup çıkarıyorsun?" saka kuşu ki, başından çok deneme geçmişti. şunu dedi sığırcığa: "yuttuğum kemikleri yarın çıkarmak gerekecek. sokup çıkarıp sınama yapıyorum, çıkabilir mi, çıkamaz mı?"