aşkı duydum mu bir başıma kalıyorum
kasıklarımı ovuyorum bir güzel
en küçükleri var ya ayak parmaklarımın
ilk peşin onları görüyorum
bir çelik mavisi damar tam da çenemin üstünde
çoğu zaman gün ışığında seçtiğim
tıp tıp atıyor yüzümün kenarcığında
saçlarım kapkalın geliyor elime
gündüzün; ama tam gündüzün oluyor bu iş
kirlerim, pis kokularım belliyken iyice
soluyup dururken, bir şeyler geçirirken aklımdan
uzanıp kalıyorum ta pencerenin dibinde
yukarıyı düşünüyorum, bir aşağı katta oluşumdan
dört duvar, bir buz dolabı, naylona benzer bir gök
bütün o zehir gibiliği soğumuş şeylerin
anlıyorum bir aşk akımıdır dolanıyor üstümde
durmadan aşklanıyorum ama hep böyle
karanfiller gibi taze omzum, dizlerim, ayaklarım
toplanıp gidiyor derken o deli fişek şey
gün gibi parlıyor tırnaklarım