13.07.2008

buzdan kılıçlar

latife tekin

yoksulların ruhları en iyi birbirleriyle tanışır ve anlaşırlar. yoksulluk ölüm kadar kesin ve keskin olan tek şeydir ve yoksullar, bu gerçeğin baskısına direnebilmek için, yoksul olmayanların asla öğrenemeyeceği sessiz işaretleri ve gizli dilleriyle yüzyıllardan beri durmamacasına mırıldanıyorlar.

karnımızı doyurmak için çırpındığımız her an'ı eşyalarımızda dondurup saklamamız boşuna değildir. soluk alıp verdiğimizi, geçmişte de varolduğumuzu kendimize kanıtlama ihtiyacı içindeyiz. bedenlerimizi ve ruhlarımızı dünyanın saldırılarından korumak için kurduğumuz şaşırtıcı, mucizevi savunma sistemimizin kıymetli bir parçasıdır dekorlarımız.

parasızlar her istasyonda donarlar.

kendilerini yaşadıklarına inandırmak zorunda kalan insanların dünyasında hayatın araçları gerçekliklerinden sıyrılır. yoksullar onları boşluklarında durmaksızın çınlayan bir ses olarak duyarlar.

dünyanın uzayla ilişkisinin nasıl haddi hesabı yoksa, insanın dünyayla ilişkisinde de durum aynen budur.

kimi çift yıldızlar alabildiğine büyük olduğu için birbirlerinden uzak düşmek gibi bir kaderi paylaşmışlardır. çift yıldızlar küçük küçükse birbirlerine sürekli olarak daha yakın dururlar.

hayat; inanç, sessizlik ve çalışmayla gelişir.

bir insan basit bir şey değildi. dışardan petek gibi düzlenmiş görülüyordu ama içinde patlamaya hazır fırtınalar gizleniyordu. ruhumuzdaki rüzgar akıl ve mantıktan bağımsız eserek psikoloji dediğimiz şeyi yaratmaktaydı. kişi davranışlarının maddiyatla muazzam irtibatı vardı. insan sokakta ne görüyorsa içinde istemese dahi aynen o yönde bina kuruluyordu. arzu, kesinliği olan manyetik bir dalgaydı. ona hükmedilemiyordu.

insanın kendine dahi uzak olduğu bir an oluyor.

dünyada, parayı görünce kendini tanıyamayan çok insan vardır.

yoksulların dünyasının dışarıya açılan camı yoktur.

keşke zamanda aşkı öldüren zehirli bir yan bulunmasaydı..

darda olduğu her halinden belli olan bir kadın, para kabul etmiyorsa, kendine büyük inancı var demektir.

yoksulların yüzyıllardır dünyaya karşı kalkan olarak kullandıkları serap, başkalarının hayatıdır.

kendilerine dair olanı, kendilerine ait olmayan seslerin yankısını giyinmek suretiyle korudular.

varolan her türlü madde enerjidir. her şey değişim halindedir. insan enerjinin kütleleşmiş şeklidir. maddenin olmadığı yerde yer yoktur. uzaklık ve yakınlık hiç yoktur.

sempati, kalbin aşktan sonra gelen en muazzam duygusudur.

yokluğun gözünden görünen dünya sessizliğin sislerinde yitip gitti.