gökyüzü ayaklarımın ucundan başlıyor
köpeklerin bakışlarında birer keman tadı
avcılar ve kuşlar avdan dönüyor
zaten her yanda hüzün görülür
uzakta çocuklar kayıyorsa
kızaklar tahtadan yapılmışsa
kar dinmişse, avdan dönüyorsa avcılar
insan anlamışsa ansızın, başladığını
gökyüzünün, ayaklarının ucunda
kuş tüyleriyle kaplıdır burunları
birer sirk emeklisine benzeyen avcıların
soluk alır, tüy verirler yorulunca
yürekleri birleşir, geniş bir av ülkesi olur
içinde tazılar yaban ördeklerini
çantalı okullular kar tanelerini avlar
norveç'in nüfusunu bilir de okullular
karın nüfusunu bilmezler nedense
zaten her zaman hüzün bulunur biraz
norveç'ten söz açan şiirlerde
gökyüzü ayaklarımın ucundan başlıyor
ağzımın kemiğinde dağınık bir şiir tadı
gürgenler ve kayınlar avdan dönüyor
sırtsız atmacalar çizerdim şimdi
bir kayığın yelkeni geçseydi elime
unutmazdım, yelkenin bir köşesine
tabut başlı bir avcı yerleştirirdim
içime çektiğim hava değil, gökyüzüdür