belki ruhumuz öldüğümüzde
bir karıncaya
bir ağaca
ya da bir bengal kaplanına girer
bedenimiz
çürürken solucanların arasında
yükselmek için daha sonra filizlere ve yapraklara
süzülürken toprağa belleğini yitirerek
akiğe ve yuyoya dönüşürken
ve hayvan yemine
ve herkese ait bir kana
ve iskelete
ve dışkıya
belki de daha ürkütücüdür kaderi
bir çocuğun bedeninde
ki, bir gün şiirler ve kitaplar yazar
arınır eski
savaşçı ya da katil günahlarından
(bilmeden)
kaygıların karanlığında
yeni korku ve dehşetleri yaşar
bir gazalın korkusu
iğrenç çirkinliği gelinciğin
bulanık durumu ceninin, tek gözlü devin, kertenkelenin
ünü, fahişenin, büyücünün
uzak yalnızlıkları
ve unutulmuş ihanetlerle korkaklıkları