murathan mungan
dünyada başka hiçbir şey yapamadıklarından ancak çocuk yapmayı becerebilen, bunu da çok büyük bir marifetmiş gibi etrafa sıvaştıran kadınlardan her zaman nefret ettim. bunlar bulundukları her yerde, çocukları aracılığıyla kendi egolarını yayarlar etrafa. "erol buraya gel, ali oraya çıkma, ayşe orayı elleme, yemeğini yemezsen seni götürür çöplüğe atarlar, değil mi teyzesi?" gibi gürültülerle kendi zavallı varoluşlarına dünyada bir yer açmaya çalışırlar. dertleri kesinlikle çocukları değildir; çocukları aracılığıyla dünyanın dikkatini çekmek isterler yalnızca. hayatta yapabildikleri tek marifet olan çocuklarını oraya buraya ittire kaktıra kendi zavallı varlıklarını duymaya, hissetmeye çalışırlar. umumi yerlerde çocuklarına gösterdikleri ilgide her zamankinden fazla bir şey vardır. hem çevreye ne kadar iyi bir anne olduklarını gösterme fırsatını kullanmak isterler hem de bulundukları yeri yalnızca kendi egolarıyla işgal etmeye uğraşırlar. çocuklarına ilişkin her şey; yemek yemeleri, uyumaları, çiş yapmaları abartılı bir seremoniye, çirkin bir teşhirciliğe dönüşür. çocuklarından başka hiçbir şey konuşulmasın isterler. birçok alanda dışına sürüldükleri toplumdan alabilecekleri tek aferinleri de, tek intikamları da anne olmalarıdır. kendi beceriksizliklerinin, çocuklarını kötü eğittiklerinin, aslında çocuk büyütmeyi hiç mi hiç bilmediklerinin asla farkında olmayıp çocuklarının her türlü taşkınlığının, edepsizliğinin, isterisinin genel bir çocuk olma hali olduğunu sanır, bu yüzden de, bulundukları her yerde, her tür anlayış ve hoşgörünün en doğal hakları olduğunu düşünürler. otobüste, trende, uçakta daha oturdukları andan itibaren, varlığıyla çevreyi kirleten çocuklarının başlarını göğüslerine bastırarak "teyzeyi rahatsız etme çocuğum" diyerek yan koltukta oturandan sözde anlayış beklerler. bu yaştaki çocuklar söz konusu olduğunda, daha düne kadar kendisinden "abla" diye söz edilen yan koltuktaki kişi ise, birdenbire şu münasebetsiz kadının uğursuz ağzında "teyze" oluvermenin intikamını ilk fırsatta alır. ama o salak kadınlar bunu bile akıl edemezler. işin kötüsü toplum da zaten bu kadınların doğurup büyüttükleri çocuklardan oluştuğu için ne kadar boktan anneler oldukları hiçbir zaman anlaşılmaz. sonrakiler de, en az kendileri gibi boktan çocuklar yetiştirmeyi sürdürürler.