31.10.2008

uzun lafın kısası

balzac: 
hemen hepimiz sabahtan, dünyayı avucumuzda tutarak, yüreğimiz aşka susamış olarak yola çıkarız; sonra, acı deneylerden geçtiğimiz, insanlara, olaylara karıştığımız zaman, farkına bile varmadan, her şey yavaş yavaş küçülür, yığın yığın küller arasında azıcık altın buluruz: işte hayat!

emma goldman: zalimler hayata, neşeye ve güzelliğe düşmandır.

gabriel garcia marquez: sevmediği bir adamla çıkar evliliği yapmak, orospuluğun en aşağı biçimidir.

j.j. rousseau: başkaldırı özgürlüğü olmadan iyi, kötü diye bir şey olamaz.

jean jaures: insan için kutsal, yani irdelenmesi, tartışılması yasaklanmış hakikat yoktur; dünyada en değerli şey düşünce özgürlüğüdür; iç ya da dış hiçbir kuvvet, hiçbir iktidar, hiçbir dogma aklın sürekli araştırma çabasını sınırlayamaz.

marquis de sade: büyük eylemler ancak yasaların suskun kaldığı anlarda patlak verir.

james buchanan: din tarafından dünya görüşü daraltılmamış ve bozulmamış zeki insanlara nadiren rastlarım.

norman mailer: bilinçli olanlar asla özgür değildir.

stefan zweig: dostlarına teşekkürü, onları sevindirecek bir davranışı, bir gün; hatta bir saat bile ertelememelisin.

victor hugo: her köyde yanan bir ateş vardır: öğretmen. ve yine her köyde bu ateşi söndüren biri vardır: din adamı.

giovanni papini: insan ancak ırkına özgü adetlerden kurtulmakla büyük olabilir.

gogol: bu gürültülü dünyayı ve dünyanın baştan çıkarıcı şeylerini unutun. bırakın o da sizi unutsun. dünyada barış yoktur.