ben sürüngen kralım. her şeyi yapabilirim.
ezra pound: en önemli şiirler otuzunu aşkın insanlar tarafından yazılmıştır.
yaramı sözcükler açtı ve onlar iyileştirecek.
amerika kendini öldürenleri sever. korkunç bir şekilde tasvir edilen trajedinin tabancasındaki çentikleri sever. ve jim morrison ölümüyle medyanın mezar soyucuları ve onların patronları tarafından mitsel bir boyuta yükseltildi.
jim morrison parayı her zaman küçümser ve asla cüzdan taşımazdı. birileri ona bir yatak bulmamışsa yaşlı kadınların kapılarının önünde ya da hiç tanımadığı insanların kanepelerinde uyurdu.
ne zaman radyoda bir elvis şarkısı çalsa herkesi susturuyor, sesi sonuna dek açıyor ve radyonun önünde büyülenmiş gibi oturuyordu.
biliyorsun gün geceyi yıkar
gece gündüzü böler
burada sefa peşinde
değerlerimizi gömdük
bir zamanlar ağladığımızı
hala hatırlayabiliyor musun
kollarında bir ada buldum
gözlerinde bir ülke
(break on through)
asla ölmeyen alanlardır sokaklar
beni nedenlerden kurtar
(the crystal ship)
tereddüt zamanı geçti
çamurda debelenmeye zaman yok
bir dene, kaybederiz en kötü ihtimalle
ve aşkımız dönüşür ölü yakma ateşine
(light my fire)
bu son, güzel arkadaş
bu son, tek arkadaşım
özenli planlarımızın sonu
ayakta duran her şeyin sonu
this is the end, beutiful friend
this is the end, my only friend
the end of our elaborate plans
the end of everything that stands
kahkaha ve beyaz yalanların sonu
ve ölmeye çalıştığımız gecelerin sonu
bu son
(the end)
yabancıysan, insanlar tuhaftır
yalnızsan, yüzler çirkin görünür
istenmediğin zaman kadınlar sana şeytansı görünür
düşmüşsen, engebelidir caddeler
(people are strange)
sabah uyandığımda bir bira açtım
gelecek belirsiz ve son hep çok yakında
(roadhouse blues)
bildiğim en tuhaf yaşam bu
baharın geldiğini hissetmiyor musun
saçılan gün ışığında yaşamanın zamanı
(waiting for the sun)
geceyi unut! bu gökyüzü ormanında bizimle yaşa
bu boyutta hiç yıldız bulunmaz
burada hepimiz taş gibi lekesizizdir
(the wasp)