saklarım karanlık hazinelerini
bilinmedik inzivaların
ormanların yüreği uykusu
ateşli bir füzenin
beni taçlandıran gece ufku
alır başımı giderim
selamlayarak yeni bir gizle
imgelerin doğuşunu
2
yakında tek bir gölge darbesiyle devrilecek
karın isyanı
tam zamanı şimdi geri getirmenin
unutuluşunu ölülerin
ve toprağı soldurmanın
sellerin basamağında
kristal kızlar şakakları taze
çiçeklenen küçükler ve gülümseyen solgunlar
suyun yerini alıp ışığı ayartırlar
sıvı şafakların düşer güneşleri
ve gözden yitince öpücükleri
gidip uyurlar ağızlarında aslanların
3
düşkün bir hapishane gökyüzünde
tutuşmuş bir pencere
göğüslerini gösterdiği yıldırımın
yemyeşil bir gece
kimse gülümsemiyor bu yalnızlık içinde
ayakta uyuyor ateş
içimden geçiyor
ama yararı yok bu uğursuzun
becerebilirim gülümsemeyi
sersem kafa
ölümüyle kurutmak istemez arzuları
düpedüz özgür kafa
hep koruyacak gülümsemesini de bakışını da
bugün yaşıyorsam eğer
yalnız değilsem
pencereye gelen biri varsa eğer
ve o pencere bensem
biri geliyorsa eğer
bu yeni gözler görmez beni
ne düşündüğümü bilmezler
suç ortağım olmak istemezler