19.06.2011

john d. rockefeller

john reader

sanayi devrimi'nin kuzey amerika'ya getirdiği ekonomik ve sosyal gelişmelerin birleşiminden faydalanmak açısından, cleveland'dan daha elverişli konumlanmış çok az şehir vardı. kereste, kömür ve demir cevheri; nehir, kanal, göl ve demiryolu ulaşımı; dev finansal yatırımlar ve hevesli bir göçmen emeği havuzu. tüm bunlar, rastlantısal konumunun, onu modern dünyadaki refah ve nüfuzun öncül kaynaklarından olacak petrolün merkezi haline getirdiği 1860'ların başı itibariyle, cleveland'ı amerika'nın yükselen sanayi şehirlerinin ön sırasına yerleştirdi.

cleveland'ın doğusundaki allegheny dağlarında ham petrol binlerce yıl boyunca kayalardan sızmış ve nehir yüzeylerinde salınır olmuştu. yerel olarak kullanılmaktaydı; ama daha geniş potansiyeli ancak 1859'dan sonra, edwin drake dünyanın ilk petrol kuyusunu kazarak dünyaya ham petrolün büyük miktarlarda üretilebileceğini göstermesiyle fark edildi. benzinli motorun icadından evvelki o günlerde, ham petrolün en önemli potansiyeli kerosene alternatif bir kaynak olarak görülmesinde yatıyordu ki, bu da zamanın evlerinin lambalarına satışını zorlaştıracak bir maliyetle; ancak kömürden çıkarılıyordu. bu, o sıralarda yoğunlukla balina yağının kullanıldığı bir pazardı. ucuzladığı takdirde kerosenin lamba yakıtı olarak balina yağının yerini alacağına inanan üç clevelandlı girişimci 1860'ta drake'in kuyusundan 10 varil ham petrol satın aldı; kömürden çıkarma yönteminden daha düşük maliyetle ve balina yağından da ucuza mal ederek kerosen üretmeyi başarana dek denemeler yaptı.

cleveland'daki ilk kerosen üretiminden gelişen petrol rafineri ve arz sanayisi, kısa sürede kendine sağlam bir devinim yaratırken, petrol tetkik ve kazı sanayisinin gerektirdiği finansman, teknoloji ve çelik, cleveland'ın talihine ayrı bir canlılık kattı. şehrin nüfusu istikrarla arttı. girişlerin çoğu yabancı göçmen işçiler tarafından gerçekleştiriliyordu; ama bunlara bankacılar, inşaatçılar, otelciler, tüccarlar ve pek çok kendi talihinin peşine düşmüş insan da dahildi. son kategorinin en kararlıları arasında, cleveland ticaret kolejinde iş araştırmaları seminerine 40 dolar yatırmış, aynı yılın güzünde 17 yaşındayken kendini şehrin iş piyasasına atmış ve dünyanın en zengin adamı titrini edinmek üzere işe koyulmuş genç bir adam vardı: john d. rockefeller.

rockefeller ve cleveland, tarihte yetenek ve konumun birbirini tam anlamıyla destekleyişinin bir örneği olarak kabul edilebilir. rockefeller'ın iş yetenekleri, kerosen işine bir ortakla girişerek cuyahoga düzlüğündeki tren terminaline makul yakınlıktaki 1.2 hektarlık alana excelsior works rafinerisini kurduğu 1863'te ona çoktan bir servet edindirmişti. rockefeller, ham petrolün allegheny kuyularından günde 10.000 varil hızla aktığı 1865'te ortağının payını satın aldı. rockefeller, geleceğini petrolde gördü. cleveland'ın geleceğinin büyük bir kısmı rockefeller'ın vizyonuna bağlıydı ve göründüğü üzere, bu new york'un, kuzey amerika'nın ve dünyanın ekonomik geleceğinin büyük bir kısmı için de geçerliydi; çünkü rockefeller excelsior works'u, dünyanın çokuluslu dev şirketlerinin ilkine, standart oil esso'ya dönüştürmüştü.

1872'ye gelindiğinde cleveland, birleşik devletler'in petrol merkeziydi. kerosen, yakma, ısıtma, pişirme işlemlerinin can damarıydı; ama saf vazelin, yağlayıcı maddeler, parafin mumu ve gaz gibi yan ürünler dahil, çikletten vazeline kadar hepsi rockefeller'ın harcıydı. bu arada nakliye hizmetlerinin ve demiryollarının kontrolü, boru hattının ve depolama imkanlarının neredeyse tekelciliği standart oil kasalarına daha da fazla para akıtmaktaydı. benzinli motorun, otomotiv gücünün ve uçakların gelişmesiyle beraber kar beklentisinin resmen sınır tanımadığını ve bunların rockefeller'ın gözünden asla kaçmadığını söylemeye gerek yok. john d. gününün marco datini'siydi; olayların nasıl geliştiğine her zaman yakın ve kişisel bir ilgi duyan bir adam. her şey kayıt altındaydı; örneğin 1912'deki kişisel hesap defterinin son satırında kayıtlı 302.713.419 dolar ve 83 cent'lik net varlık değeri.