gökyüzünde bir top bulut avare
bulutlar içinde yüzün mahzun
günlerce sebepsiz içlenir, sonra
ne sevdiğin akşamüstleri ne yağmur
unutursun
bütün çocuklar sustu, şarkılar sustu
aklın alabildiği beyazlıkta
-kimse farkında değil yalnız ben
bir deli poyraza tutulacak
erişilmez şeyler üstüne bunca rüya
arsız otlar gibi büyür gider
geceyarısından sonra yalnızlık
çaresizliğine acırım ellerimin
ellerimi affedemem bir türlü
sen beni affedecek misin
ben içten içe savrulan harman
ben artık yaşamayacak olan
bırakıp gitmek gerek duyuyorum
ne varsa aşk gibi dostluk gibi
sonsuz sıcaklığına alışılan
gökyüzünde bir top bulut avare
bulutlar içinde ellerin yüzün
ıslak yollarda bir ekim sonu
içlenir sebepsiz içlenir
eski yağmurları düşünür müsün