31.03.2009

uzun lafın kısası

charles dickens: 
kanayan bir kalple gülümsemek kolay değildir.

alain de botton: aşkın en büyük sakıncalarından biri, kısa bir süre için de olsa bizi mutlu etme tehlikesi taşımasıdır.

elsa morante: para olunca meryem ana bile satın alınır. tanrı baba bile.

victor hugo: kocanızdan başka bir adamı mı seviyorsunuz? öyleyse ona gidin. sevmediğiniz kişinin yanında onun fahişesi olursunuz; sevdiğiniz kişiyleyseniz onun karısı olursunuz. cinslerin birleşmesinde yasayı kalp yapar. özgürce sevip düşünün. kalanı tanrıyı ilgilendirir.

juvenalis: fiyatı ne kadar pahalı olursa aldıkları zevk o kadar büyük olur.

pierre schoendoerffer: bir düşler kıyımıdır yaşam; çiğnenmiş, ihanete uğramış, satılmış, bırakılmış, unutulmuş bir düşler mezarlığıdır. ne israf!

nick cave: sevgi yapıştırıcıların kralıdır. dünyanın kalbinin atmasını sağlar.

yevgeni zamyatin: insanoğlu bir roman gibidir: son sayfaya gelinceye kadar nasıl biteceğini kimse bilemez. yoksa okumaya değmezdi.

spinoza: değerli olan her şey zor olduğu kadar enderdir de.

proudhon: yönetilmek; yetkileri de, bilgileri de, faziletleri de olmayan yaratıklar tarafından gözaltında bulundurulmak, casuslanmak, sürüklenmek, onların kanunlarına boyun eğmek, kurallarına başüstüne demek, güdülmek, tartaklanmak, damgalanmak demektir. 

viktor emil frankl: insanlığımızı gösteren en iyi şey mizahtır.

paulo freire: her gün dünyaya açık ol, düşünmeye hazır ol; söyleneni sadece söylendiği için kabul etmeye hazır olma, okuduğunu yeniden okumaya eğilimli ol. her gün sorgula, sor ve kuşku duy. en gerekli olanı kuşku duymaktır.