nikos kazancakis
ne kadar aşağılara inersen, o kadar hızlı yükseğe çıkarsın.
aziz olmak demek, sadece yeryüzüyle ilgili her şeyden değil, aynı zamanda bütün tanrısal şeylerden de vazgeçmek demektir.
kötülüğü iyilikle karşılamaktan daha ağır bir ceza olamaz.
erdem bile ılımlı olmayı gerektirir; yoksa küstahlığa döner.
gönlümün derinlerinde istemediğim şeyi biliyorum; ama ne istediğimi bilmiyorum.
gerçek insan, insanı aşmış olandır.
dünyada çiçek, çocuk ve kuş olduğu sürece korkma; her şey yolunda demektir.
vaktiyle bütün ömrünü mükemmelliğe erişmek için çalışarak geçiren bir zahit varmış. varını yoğunu yoksula dağıtmış, çöle çekilmiş ve gece gündüz tanrısına dua etmiş, sonra eceli gelmiş. cennete çıkıp kapısına vurmuş. "kim o?" diye bir ses gelmiş içeriden. "ben" demiş zahit. "burada iki kişiye yer yok!" demiş ses. "git buradan!" zahit gerisin geri yeryüzüne dönmüş, çabasına yeniden başlamış; yoksulluk, oruç, dua ve ağlama. eceli yeniden gelmiş ve ölmüş. yeniden çalmış cennetin kapısını. "kim o?" demiş aynı ses. "ben" demiş. "iki kişiye yer yok burada. git buradan!" olmuş cevap. zahit kurşun gibi yeniden yeryüzüne inmiş ve kurtulmak için, eskisinden daha büyük çabayla aynı şeylere sarılmış. yaşlanıp yüzünü bulduğunda, yine ölmüş. yeniden çalmış cennet kapısını. "kim o?" demiş ses. "sen rabbim, sen!" cennet kapısı açılmış, o da içeri girmiş.
zamanın her şeye vakti vardır.
şeytandan kurtulmak mümkün; ama insanlardan, hiçbir zaman!
nedir sevgi? sadece acıma değil, iyilik değil. acımada iki şey vardır: verenle alan. sevgide tek şey vardır; ikisi birleşir, ayrılmaz olurlar. "ben" ile "sen" yok olur. sevmek demek insanın kendini sevgilide kaybetmesi demektir.