elias canetti
francis bacon, insanın insandan öğrenmek isteyebileceği her şeyin öğrenilebileceği o ender ve temel kimliklerden biri. bacon, kendi zamanında bilinebilecek olanı bilmekle kalmaz; bildiği üzerine sürekli açıklama da yapar ve açıklamalarıyla rahatlıkla anlaşılabilen hedefler güder. büyük düşünürlerin açık ve kapalı olmak üzere iki türü vardır. bacon, sonuncu türe girer: onun sevdiği, amaçlardır; niyetleri sınırlıdır, her zaman bir şey ister ve ne istediğini bilir. güdü ve bilinç, bu tür insanlarda bütünüyle örtüşür.
bacon'ın kişiliğinde bilmece diye adlandırılan, aslında onun bu denli bilmecesiz oluşudur. sık sık boy ölçüştüğü aristoteles ile pek çok ortak noktası vardır; aristoteles'in egemenliğinin yerine kendisininkini geçirmek ister. essex, onun iskender'idir. essex'in aracılığıyla dünyayı fethetmek ister; en iyi yıllarının çoğunu bu plan uğruna harcar. essex'in başarısızlığa yargılı olduğunu gördüğü anda da gözünü kırpmadan ona sırt çevirir.
bacon'ı ilgilendiren, bütün biçimleriyle iktidardır. o, sistematik bir iktidar aşığıdır, iktidarın saklanabileceği hiçbir köşeyi aramadan bırakmaz. parıltıları gözüne ne denli görkemli görünürse görünsün, tek başına taçlar bacon için yeterli değildir. iktidarın nasıl gizliden de kullanılabileceğini bilir. insanın bir yasa koyucu ve bir filozof olarak iktidarını ölümünden sonra da sürdürmesinin bacon'ın gözünde özel bir çekiciliği vardır. inananları yönetmek için bilinçli olarak birer araç niteliğiyle kullanılmadıkları sürece, dışarıdan gelen müdahalelerden, mucizelerden nefret eder. gelenek yoluyla aktarılmış mucizeleri güçsüz kılmak için kendisi mucizeleri yaratma yolunda çaba harcamak zorundadır; bacon'ın deneysel felsefesi, mucizelere saldırıp onları yağmalamak için kullanılan bir yöntemdir.