jonathan swift
insanlar arasında sürekli bir alışveriş ve güven duygusu gerekli olduğundan, dolandırıcılığa izin verilir, göz yumulur ya da cezalandırmak için hiçbir yasa konmazsa, namuslu tüccar büyük zararlara uğrar; üçkağıtçılar da hep kazanır.
kadınların havailiği ne iklim ne de ülke tanır. bu konuda birbirlerine sanıldığından daha çok benzerler.
kendisine iyilik eden birini arkasından vuran kişi, kendine hiçbir iyiliği dokunmayan birine karşı da, kendini hiçbir şekilde borçlu hissetmeyip her türlü şeyi yapabileceğinden, bu insan bütün insanlık için ortak bir düşmandır.
doğruluk, adalet, ölçülülük gibi erdemlere sahip olmak her insanın elinde olan bir şeydir; bu gibi erdemlerin uygulanması, deneyim ve iyi niyetle desteklendiğinde, özel bir eğitimin gerektiği durumlar dışında, herkesi devletine hizmet için elverişli kılacaktır. yüksek zihin yetenekleriyle donanımlı olmak, ahlak yoksunluğunu hiçbir zaman telafi edemeyeceğinden, belli görevler, oldukça nitelikli fakat tehlikeli insanların ellerine asla bırakılmamalıdır. en azından erdemli birinin bilgisizlikten dolayı düşeceği hatalar; kötü olmaya eğilimli ve ahlaki çöküntüsünü kullanma, çoğaltma ve savunma konusunda usta birinin yaptıklarının, halkın refahı üzerinde doğuracağı ölümcül sonuçlardan daha kötü olamaz.
insan yaşamındaki sefaletleri düşündüğünüzde, bir insanı dünyaya getirmenin iyi bir yanı olmadığı gibi, ebeveynce yapılmış bir lütuf olarak da değerlendirilemezdi; aşk karşılaşmalarında ebeveynlerin kafaları tamamıyla başka işlere çalışıyordu.
yüz yıllık geçmişte hükümdarların sarayları içinde bütün büyük isimleri iyiden iyiye incelediğimde gördüm ki, savaştaki büyük kahramanlıkları korkaklara, en bilge öğütleri aptallara, samimiyeti dalkavuklara, roma erdemini vatanına ihanet edenlere, dindarlığı ateistlere, namusu sapıklara, gerçeği ispiyonculara yakıştıran satılmış yazarlar, tarihi nasıl da yanlış yönlendiriyorlar! nice masum ve mükemmel insan, büyük bakanların yargıçları ahlaki çöküntüye uğratmaları ya da ekilen nifak tohumları yüzünden ölüm ya da sürgüne mahkum edilmiştir. kaç aşağılık insan güven, iktidar, saygınlık ve yarar sağlanan yüksek mevkilere yükseltilmiştir. kaç genelev patronu, orospu, pezevenk, asalak ve soytarı; mahkeme, meclis ve senatolardaki olay ve öngörülere meydan okumuşlardır. dünyada devrimler ve büyük girişimlerin kökeni ve gerçek nedenleriyle ilgili olarak bilgilendirildiğimde, insanların bilgelik ve dürüstlük konusunda ne denli düşük ve başarılarının ne denli alçakça tesadüflere borçlu olduklarını gördüm.
bir gezginin esas amacı, o yabancı yerlerle ilgili anlattıkları güzel örneklerle olduğu kadar, kötü örneklerle de insanın zihnini geliştirip iyileştirmek, onları bilge kılmaktır.