20.04.2022

the shawshank redemption

frank darabont

bazı kuşlar asla kafeslenemez. tüyleri o kadar parlaktır ki.. ve uçup gittikleri zaman bir parçanız bilir ki, onları kilitlemek günahtır. gittikleri zaman yaşadığınız yer çok daha tekdüze ve boş olur. 

hapishane duvarları tuhaftır. ilk önce onlardan nefret edersin. sonra onlara alışırsın. yeterli zaman geçtiğinde onlara bağlanırsın.

umut tehlikeli bir şeydir. umut bir insanı delirtebilir. içerideyken hiçbir faydası yoktur.

hapishanede ilk gece en zor olanıdır. seni doğduğun günkü gibi çıplak yürütürler, şu bit önleyici şey yüzünden cildin yanarak ve yarı kör bir şekilde. seni o hücreye soktuklarında ve parmaklıklar kapandığında, işte o zaman, tüm bunların gerçek olduğunu anlarsın. gözünü açıp kapayana kadar eski hayatın uçar gider. tüm dünyada düşüneceğin hiçbir şey kalmaz. birçok yeni balık ilk gece çıldırmaya yaklaşırlar. her zaman biri dayanamaz ve ağlar. hep böyle olur. sorulacak soru, bunun kim olacağıdır.

bazı piçlerin ne kadar şanslı olduklarına inanamazsınız.

açık havada çalışan bir erkeğin bir şişe birası olursa kendini daha çok erkek gibi hisseder. 

her insanın bir dayanma noktası vardır. 

çocukken bir keresinde araba görmüştüm; fakat şimdi her yerdeler. dünya büyük lanet bir acele içinde.

bazı şeyler söylenmeden güzeldir.

komik olan şey, dışarıdayken dürüst bir adamdım, bir ok gibi düzgün. dolandırıcı olmak için hapse girmem gerekiyormuş.

hapishanede bir adam zihnini meşgul edebilmek için her şeyi yapar. hapishanede zaman yavaş geçer. böylece hızlandırmak için her şeyi yaparsın. bazıları pul toplar. bazıları da kibritten ev yaparlar. andy bir kütüphane kurdu.

yapılacak doğru şeyin ne olduğunu kestirmek bazen çok zordur.

umut iyi bir şeydir, belki de en iyisi ve iyi şeyler asla ölmez.