wim wenders
bir kez olsun ciddi olmalı. çok yalnızdım. ama hiç tek başıma yaşamadım. biriyle olduğumda genelde memnundum. ama bunu hep bir tesadüf sandım. bu insanlar benim ebeveynlerimdi. ama başkaları da olabilirdi. neden o kahverengi gözleri olan kardeşimdi de şu karşıda öylece duran yeşil gözlü adam değil? taksi şoförünün kızı benim arkadaşımdı. ama yerine kollarımı bir atın boynuna da dolayabilirdim, öyle değil mi?
bir erkekle birlikteydim. hatta âşıktım. ama onu aniden terk edip o anda sokakta karşıdan gelen yabancı bir erkekle de kaçıp gidebilirdim.
bana ister bak ister bakma. ister elini ver ister verme. hayır, bana elini verme. bakışlarını uzaklaştır.
sanırım bugün yeniay var. gece pek sakin değil. ama şehirde hiç kan akmayacak. ben hiç kimseyle oynamadım. buna rağmen hiçbir zaman gözlerimi açıp şöyle demedim: "işte şimdi ciddi. nihayet ciddileşiyor." böylece yaşlandım işte. yalnız ve ciddi değildim hiç. zaten zaman ciddiyetsizdir.
hiç yalnız kalmadım. ne tek başınayken ne de biriyle birlikteyken. aslında artık yalnız olmak isterdim. çünkü yalnızlık şu demektir: "artık bir bütünüm. artık bunu söyleyebilirim. işte bu gece ben de nihayet yalnızım."
tesadüfler artık bitmeli. karar vermenin yeniayı. yazgı diye bir şey var mı bilmiyorum. ama karar vermek diye bir şey var. karar ver. bak, biz zamanız şimdi. sadece bütün şehir değil, bütün dünya bizim bu önemli kararımıza katılıyor. ikimiz, iki kişi olmaktan da öteyiz. bir şeyleri oluşturuyoruz.
seninle, halkın yerinde oturuyoruz. ve bütün meydan bizimle aynı dilekleri paylaşan bir sürü insanla dolu. oyunun kurallarını biz belirliyoruz. ben hazırım. ama şimdi sıra sende. oyun senin elinde. ya şimdi ya da asla. bana ihtiyacın var. bana ihtiyacın olacak. ikimizin hikayesinden daha büyük bir hikaye yok. erkeğin ve kadının hikayesi. bu, devlerin hikayesi olacak. bu, görünmez ama aktarılabilen yeni bir neslin hikayesi. bak, gözlerime bak. onlar zorunluluğun resmidir. buradakilerin geleceğinin resmi. dün gece rüyamda o yabancıyı gördüm. yani kocamı. ben bir tek onunla yalnız olabilirim. ona karşı açık olabilirim. alabildiğine açık. sadece onun için. bütün olarak içime alabiliyordum onu. onu paylaşılan mutluluğun labirentiyle sarmalayabiliyordum. biliyorum, o sensin.
bir şey oldu. olmaya da devam ediyor. bağlayıcı bir şey. aslında önce geceleyin oldu. ve şimdi gündüz de devam ediyor. asıl şimdi. kim, kimdi? ben onun içindeydim, o da benim etrafımda. bu dünyada kim başkasıyla beraber olduğunu iddia edebilir ki? ben onunla birlikteyim. bundan ölümlü bir çocuk yaratılmadı sadece. ölümsüz bir birlikteliğin resmi yaratıldı.
bu gece hayret etmeyi öğrendim. o beni yurduma geri getirdi. ve ben yurdumun yolunu buldum. bir zamanlar, bir zamanlar olduysa demek şimdi de olacak. yarattığımız resim bana ölürken refakat edecek. onun içinde yaşamış olacağım. öncelikle birbirimize hayret etmek, yani kadın ve erkeğe hayret etmek beni insan yaptı. ve şimdi hiçbir meleğin bilmediğini biliyorum diyebilirim.