bir rüya gemisi iskele sancak
dokunup geçiyor hayallerine
ağlayasın gelir ağlayamazsın
yanımda o hayal kız ikide birde
yolumu gözlerine bakıp bulduğum
birbirimizde çok fena kayboluyoruz
sevmek için geç ölmek için erken
telefonda kaybolmak sesini beklerken
sevmek sevildiğini bile fark etmeden
yaklaştıkça ölüm soğuk bir yağmur gibi
sevmek zehir zemberek ve yürekten
gecikerek de olsa vuruşur gibi
kimi sevsem sensin / hayret
sevgin hepsini nasıl da değiştiriyor
gözlerinin sisinde sevdalı bir yolcuyum
sinemadan çıkmışız, yağmur başlamış
o gizli hüzünler ki hiç anlaşılamamış
yeşil karanlığında ağır tutsağım
gözlerinden çıkmak başlıca tasam
korkunun bıraktığı yerdeki kız
yasaklarını mı aşamıyor
gülümse tozu gitsin yalnızlığımızın
ikimiz sanki hayal tepeden tırnağa aşık
asla görülmeyecek bir filmde yaşamıştık
hiç kimse bilmiyor kaybolduğumuzu
en büyük kumar ölmek hiç anlaşılamadan
senin beklediğin gemiler hiç gelmeyecek
hiç gelmeyecek o uzun saçlı çocuk
ne kimse onu bekliyor ne de o kimseyi
yalnız bir çocuk geceleri çok kalabalık
bütün bir ömür varılamayacak o liman
öyle ağır yalnızlığı herkese vermiyorlar
içindeki o harp ne yapsa bitmiyor ki
hala kanayan kalbimi aşk ateşi dağlar
çift atlı arabalar hangi rüyayı taşıyor
mehtapta gülümseyen alaycı yunuslar
ne çok ağustos böceği yalnızlığa uzayan
insan annesi ölünce anlar
içindeki çocuğun hiç ölmeyeceğini
aklına geldikçe kahrolur
bunu anlamakta neden bu kadar geciktiğini
sonra o güller
ay ışığında vahşi
bilinmez hangi acıların kanattığı
ve çaresizliği boş bir silah gibi taşımak
martılar uçurulmuş
bir yağmur loşluğuna
kimse kimseyi anlamıyor
ne de olsa insanız
korktuğumuz da olmuştur
ne yalan söylemeli
diz çöküp ferane avlularında
soğuk duvar diplerine
hafızanın perişanlığı
çağrışımların seli
ortalık fena karanlık
yüreğim örtülüyor
içim içime sığmıyor artık
belki fena halde yanılmaktayım
dudakları titrek
gözlerinde buğu
bilmem ki nasıl anlatayım
bağışlanmaz suçu dünyayı sevmek
hesabım yanlış bir mahkemede görülüyor
yaşamak mı gerek yoksa unutmak mı
sanki yalın bir bıçak
bir kırlangıç hızıyla
bulutların arasından
karanlığın böğrüne saplanacak
ilkbahar kadar müşfik
sonbahar kadar yumuşak
gizli kıvılcımlar ki etrafa saçılıyor