ey küçük başıboşları dünyanın
ayak izlerinizi bırakın sözcüklerimde
yıldızlar, ateş böceği sanılmaktan korkmazlar
yaşam bize verilmiştir; biz onu vererek kazanırız
eski sözcüklerin tozu sana yapışıyor
sessizlikle yıka içini
yapraklarını koparmakla güzelliğini toplayamazsınız çiçeğin
akşam göğü bir pencere
yanmış bir fener
arkasında bir bekleyiş gibidir bana
yaşamın güneşli adasının çevresinde
ölümün sonsuz deniz türküsü kabarır gece gündüz
bir yabancı gibi geldim kıyına
evinde bir konuk gibi yaşadım
kapından bir arkadaş gibi ayrılıyorum
toprağım benim
yaşamın durgun suyunu kıpırdatır ölüm çeşmesi
insanlık tarihi, ezilen insanın yengisini sabırla bekliyor
son sözüm bu olsun, güveniyorum senin sevgine.