9.08.2009

the devil's advocate

taylor hackford

kibir, kesinlikle en sevdiğim günahtır.

suçluluk duygusu, sırtında taşıdığın ağır bir yük gibidir. bütün yapman gereken onu yere bırakmaktır. neler hissettiğini biliyorum. o yollardan geçtim. sen buraya gel. buraya gel. bırak kendini. bütün o yükü kimin için taşıyorsun ki? tanrı için mi? öyle mi? tanrı mı? bak, dinle beni! sana tanrı hakkında bir iki sır vereyim. tanrı, seyretmeyi sever. o bir oyunbazdır. bir düşünsene. insana içgüdüler verir. sana bu olağanüstü hediyeyi verir, sonra ne yapar dersin? yemin ederim, sırf kendi eğlencesi için, kendi özel, kozmik komedi filmi için tam zıttı kurallar koyar. gelmiş geçmiş en büyük gaf. bak, ama dokunma. dokun, ama tatma. tat, ama yutma. ve sen sekip dururken, o ne yapar? hasta, kahrolası kıçıyla güler! cimrinin tekidir! sadisttir! görevi başında bulunmayan bir derebeyidir! ona tapmak mı? asla! 

"cennette hizmet etmektense cehennemde hükmetmek daha iyidir." bu mu?

neden olmasın? her şey başladığından beri burada, yeryüzünde her işe burnumu sokuyorum! insanoğluna bahşedilen her duyguyu onda ben yeşerttim! istediklerini ona sağladım ve onu asla yargılamadım! neden? çünkü onu asla reddetmedim. bütün kusurlarına karşın! ben insanoğlunun taraftarıyım! ben hümanistim. belki de son hümanistim. aklı başında olan kim 20. yüzyılın tamamen benim eserim olduğunu inkar edebilir ki? tamamı benim eserim. gücümün zirvesindeyim, kevin. artık benim zamanım. bizim zamanımız.