aziz nesin
ebul'ala ma'ari: ben, terbiyeyi, terbiyesizlerden öğrendim.
walt disney: charlie chaplin, "dinle beni walt, çocukları akıllı uslu, büyükleri de çocuk olarak al." derdi.
ister kadın, ister erkek olalım, kendi kendimizden memnunsak, şanslıyız demektir.
bir gün kardeşim, babama bir şey sormuştu. babam:
- sen daha anlamazsın, büyü de öyle, deyince, kardeşim:
- sen anlatmaya çalış, ben anlarım.. demişti.
bir gün bir komşu kadın, anneme, çocuğunun bir buçuk yaşında yürümeye başladığını, buna pek şaştığını söyleyince içimden, "bir buçuk yaşında çocuk yürümez de ne yapar, yoksa uçacak mıydı?" diye geçirmiştim. çocuk ne yapsa harika oluyor. konuşsa harika. çocuk bu, konuşur elbet, havlayacak değil ya..
öğretmenimiz:
- cumhuriyet kurulduktan sonra, kadınla erkek artık eşit olmuştur. kadınla erkek arasında hiçbir fark yoktur.
hiçbir fark olmamasını erkekliğine yediremeyen yaşar:
- hiç mi yok öğretmenim?
- yok.
- küçücük bir fark da yok mu?
öğretmen sert:
- yok!
yaşar:
- evet ama öğretmenim, dedi, "kadın haklarını koruma derneği" var; oysa erkekler böyle bir dernek kurmamışlar. annem, kadın haklarını koruma derneği'ne üye..
neşe, yaşar'ın sözünü keserek:
- hayvanları koruma derneği de var..
eşeğin konuşması, insanın yük taşıması normal değildir. ama bazı insanlar, eşeğin konuşmasına hayranlık duyarlar. oysa eşeğin yük taşıması, insanın da konuşması doğru olandır.
dünyada en çok doğuran şey yalandır.
kazanmamak, kaybetmek demek değildir.
yaşlarınız küçük diye hiçbir gerçeğin sizlerden saklı kalmasından yana değilim. çocukların anlayamayacakları sorun yoktur. olsa olsa, dinleyenlerin yaşlarına göre, konuların anlatılış biçimi değişebilir.
todor dinov: mizah, dünyamızı gülünç olmaktan kurtarır.