30.09.2009

uzun lafın kısası

cesare pavese:
 edebiyat, yaşamın saldırılarına karşı bir savunmadır.

george sand: duyarlılıklarını bol keseden harcamayan insanlar, yeri geldiğinde bazen fazlasıyla duyarlı olabilirler.

irvin yalom: gerçekten sevilmek, anımsanmak, bir başkasıyla sonsuza dek birleşmek ölümsüz olmaktır ve varoluşun canevindeki yalnızlıktan korunmaktır.

marguerite duras: açlığın yarattığı yanmayı hiçbir şey dindiremez.

nazım hikmet: biz güzel sanatlar sahasında hâlâ ananelerin esiriyiz. sanatı hâlâ afyon çekmek kabilinden bir şey telakki edenler az değildir.

platon: insanca olan hiçbir şeyi fazlaca ciddiye almaya değmez. ne olursa olsun.

ahmet oktay: uyumlu insan, belirli tarihsel koşullarda, uyumsuz insandan çok daha tehlikelidir. büyük zalimler, iktidarlarını bu tür normallerin sayesinde kurabiliyor ancak.

jean p. sasson: amaçlarına ulaşmak için durumu ustalıkla idare etmek kadınların en güçlü silahıdır.

veysel atayman: bir kanlı katilin bir halk kahramanına dönüşmesi ancak tutuculuğun, gelenekselciliğin, aşırı milliyetçiliğin topluma egemen olduğu ülkelerde olabilir.

lin yutang: medeniyet çoğunlukla yiyecek peşinde koşmaktır; kalkınma ise yiyeceğe ulaşmayı her gün daha da zor hale getiren gelişimdir.

julian barnes: günümüzde her şey lanet olasıca bir sözleşmede yer alıyor. dünyanın gidişatı böyle.

marguerite yourcenar: gerçek doğum yerimiz, kendimizi ilk kez ferasetli bir bakışla gördüğümüz yerdir. benim ilk doğum yerim, kitaplarımdı.