
"sayın ingiltere temsilcisi!" ve victor hugo, dramatik bir aktör sesiyle, gözlerini devirerek söyleniyormuş: "ingiltere! ah, shakespeare!" hizmetkar devam ediyormuş: "sayın ispanya temsilcisi!" victor hugo: "ispanya! ah, cervantes!" hizmetkar: "sayın almanya temsilcisi!" victor hugo: "almanya! ah, goethe!"
derken sıra ufak tefek, bodur, tıknaz, şapşalca bir adamcağıza gelmiş. hizmetkar bildirmiş: "sayın mezopotamya temsilcisi!"
o ana değin kendinden emin, güvenli duran victor hugo sarsılır gibi olmuş. göz bebekleri telaşla, tüm evrende bir şey arıyor da bulamıyormuşçasına fırıl fırıl dönmüş. ama hemen ardından aradığını bulduğu, yeniden kendini duruma hakim hissettiği belli olmuş. nitekim yine aynı dokunaklı ses tonuyla ve bir o kadar da inanarak, o tostoparlak temsilcinin saygısına yanıt vermiş: "mezopotamya! ah, insanlık!"