ron howard
insanlarla pek geçinemem. ilkokul öğretmenim bana fazla gelişmiş bir beynim ama hiç gelişmemiş bir kalbim olduğunu söylemişti. gerçek şu ki insanlardan pek hoşlanmam. onlar da benden hoşlanmaz.
dersler ancak kafa bulandırır. gerçek yaratıcılık ihtimalini yok eder.
benimle yatman için ne söylemem gerektiğini bilmiyorum ama tüm gerekenleri söylediğimi varsayabilir miyiz? ne de olsa, basit bir sıvı alışverişinden bahsediyoruz. yani hemen seks kısmına geçebilir miyiz?
rekabet ortamında, birileri daima kaybeder. eğer hepimiz sarışına asılırsak birbirimizin önünü keseriz. hiçbirimiz onu elde edemeyiz. sonra arkadaşlarına asılırız ama hiçbiri bize yüz vermez; çünkü kimse ikinci tercih olmaktan hoşlanmaz. peki ya kimse sarışına asılmazsa? birbirimizin yoluna çıkmayız ve diğer kızları da aşağılamamış oluruz. hepimizin kazanmasının tek yolu bu. hepimizin biriyle yatmasının tek yolu bu.
adam smith şöyle demişti "en iyi sonucu almak için gruptaki herkesin, kendisi için en iyi olanı yapması gerekir." doğru. ama eksik. çünkü en iyi sonucu almak için gruptaki herkes hem kendisi, hem de gruptaki diğerleri için en iyiyi yapmalı.
robert oppenheimer: bir dahi, sorudan önce cevabı görür.
hüküm vermek, işin içinde olmayanların tattığı bir ayrıcalıktır.
tanrı bir ressam olmalı. yoksa neden bu kadar renk olsun ki?
arkadaş canlısı gibi görünmek için davranışlarımı cilalamak zorunda olmak bana fazlasıyla zor geliyor. doğrudan konuya girerek bilgi akışını hızlandırmak gibi bir eğilimim vardır. ama sonuç her zaman pek hoş olmuyor. seni çekici buluyorum. bana karşı olan saldırganca davranışların senin de beni çekici bulduğunu gösteriyor. ama adet yerini bulsun diye seks yapmadan bazı platonik davranışlarda bulunmamız gerekiyor. ben de kurallara uymaya çalışıyorum ama aslında tek istediğim seninle bir an önce sevişmek. şimdi beni tokatlayacak mısın?
şizofreninin kabusu neyin doğru olduğunu bilmemektir. düşünsenize, hayatınızdaki en önemli kişilerin, yerlerin ve anıların yok olmadığını, ölmediğini; ama daha kötüsü aslında hiç var olmadığını birdenbire öğrenseydiniz ne olurdu? bu nasıl bir cehennem olurdu?
bütün rüyalarımız ve kabuslarımız için aynı şey geçerli değil mi? canlı kalmaları için onları beslemen gerek.
hayallerim benim geçmişim. geçmiş kimsenin peşini bırakmaz.
her zaman sayılara inandım. insanı akla götüren denklemlere ve mantığa. ama bir hayat boyu bunların peşinde koştuktan sonra, gerçekte mantık nedir diye düşünüyorum. bir şeyin akıllıca olduğuna kim karar veriyor? bu arayışım sonucu çeşitli safhalardan geçtim; fiziksel metafizik hayallerle dolu ve başa döndüm. kariyerimin en önemli buluşunu yaptım. hayatımın en önemli buluşunu. mantıklı nedenler yalnızca aşkın gizemli denklemlerinde bulunur. sevgilim, bu gece burada olmamı tamamen sana borçluyum. varlık sebebimi borçluyum. bütün sorularımın cevabı sensin. sana teşekkür ederim.