john reader
"çeliğin, sadece taşı güçlendirmekten her kattaki duvar yükünü taşımaya doğru dönüşümü, roma döneminden beri mimari tarihinde katedilen en önemli aşamadır. mimari, taş ağırlığının zincirlerinden tek bir hamlede kurtulmuş ve inanılmayacak derecede esnekleşmiş; aniden yeni bir boyut kazanmıştır: yükseklik." (stern/gilmartin/mellins)
yaşanan hareketlilikle beraber, her yeni icadın doğurduğu yeni talepler ve bunların ilham verdiği icatlarla, her aşaması ekonomik gelişime hız kazandıran çeliğe dayalı sanayi ekonomisi, kısa zamanda kendi kendine yeter hale geldi. ve sanayi, artan faaliyetleri için finansman ararken, üretim imtiyazları fabrika zemininden yönetim kurulu odasına ve bankaya doğru kaydı. neyin ne kadar ve kimin için yapılacağına dair üretim kararları, öncelikli olarak finans piyasalarının gereklerine, yani kar ya da hisse senedine -tercihen ikisine de- göre hareket eden insanların onayını gerektiriyordu. finansçılar ekonomik ve toplumsal meselelerin yasama prosedürlerini takip eden ve lobi faaliyetlerine açık kamu fonlarını kontrol eden hükümetlere kulak mesafesindeki yerel ve ulusal şehirlerde toplanmayı benimsediler. bankalar ve sigorta şirketleri ile beraber, büyük sanayi şirketlerinin merkez ofisleri, medya ve pazarlama ajansları da geldi.
20. yüzyılın başı itibariyle bankacılık, muhasebe, idarecilik, hukuk, gazetecilik ve reklamcılıkta, insanlığın kentsel uzmanlaşma etkinliğinin yeni bir modeli kendini pekiştirmiş vaziyetteydi: beyaz yakalı kent büro çalışanı. makul bir refah seviyesine ve düzenli bir gelirin güvencesine sahip bu yeni vatandaşlar, şehir toplumlarındaki hem çok zenginlerden hem de çok fakirlerden sayıca fazlalardı. aslında bunlar tamamen yeni bir toplumsal sınıftı: yeni birtakım ihtiyaç ve arzuları ile bir orta sınıf. devamlı artan miktarlarda konaklama, gıda ve hizmet, giysi ve eğlence satın alıyorlardı; değer ve faydasından çok tarzı ve modası için alma eğilimindeydiler. orta sınıfın arzu ve ihtiyaçları o kadar çok ve o kadar gelgeç görünüyordu ki, onları ancak tamamen yeni bir sanayi tatmin edebilirdi: tüketici sanayisi.
tarihte ilk kez muazzam bir piyasa kitlesi, malları hizmet değerlerinden çok anlık cazibelerine göre alma eğilimindeydi. aynı zamanda gelişen kitle üretim imalat teknikleri, demode olma kavramını gereğince yücelterek, iknaya dayalı pazarlamayı bir gereklilik haline getirdi. giderek artan şekilde imalatçılar, insanların ihtiyaç duyduklarını bildikleri şeyleri değil, isteyebilecekleri şeyleri üretme çabası gösterdiler. böylece ürünler spekülatif şekilde üretilmeye başlandı ve talep yaratmak üzere reklamcılığa başvuruldu. ve sistem, yatırımlarının karşılığını alma beklentisi içindeki finans piyasalarının güdümünde olduğu için, tüketim sanayisinin sürekli büyümesi gerekiyordu. yeni taleplerin yaratılması ve karşılanması, yeni ufukların yakalanması gerekliydi: işte kapitalizm.