rene char
bir zamanlar, yeryüzündeki yolların, inişlerde, beraber oldukları vakitler, ot, seviyle saplarını doğrultur, yakardı ışıklarını. gün ışığının atlıları doğarlardı sevilerinin bakışlarında, bir o kadar da pencere olurdu sevgililerinin şatolarında, ne kadar kopuk fırtına cirit oynarsa uçurumlarda.
bir zamanlar ot, birbirlerine karşı olmayan binlerce söz bilirdi. bir hayır duasıydı ot, gözyaşlarıyla yıkanmış yüzlerin. hayvanları büyülüyor, yanıltılara kucağını açıyordu. genişliği, o çağın korkusunu yenen, acıyı daha bir küçülten gökle ölçülürdü.
bir zamanlar ot, delilerle dost, cellatlara düşmandı. sonsuzluğun eşiğinde gönenirdi. bulduğu oyunların, gülümsedi miydi, kanatları olurdu. o, yollarını kaybedip bir daha bulmak istenmeyenleri hor tutmazdı.
bir zamanlar ot, geceden aşağı kalmadığını, sular oraya buraya saparlarsa, bu karışıklığın kendilerinden gelmediğini bilirdi. bir tohum sonra başını eğmesin, kendisini kuşun ağzında bulacağını anlardı. bir zamanlar gökle yeryüzü birbirlerine karşıydılar ama gökle yeryüzü yaşarlardı.
yayılıyor, durdurulur gibi değil kuraklık. şafağın yabancısı insan. daha düşünülmemiş yaşamaların peşinde, titreyen arzular, yükselen fısıltılar, buluşlar peşinde güçlü çocuklar var.