steven spielberg
insan detaylara önem vermeli.
"sevgili hanımefendi.. şahsıma sunulan, savunma bakanlığı'na ait dosyalardan birinde massachusetts savaş koordinasyon şubesi'nce yazılmış bir rapordan savaş alanında şerefli bir şekilde ölen 5 evladımızın annesi olduğunuzu öğrendim. böyle büyük bir kaybın kederini dindirmek adına sarf edeceğim kelimelerin, ne kadar aciz ve nafile olacağını biliyorum. ancak kendimi, teselliyi, uğruna canlarını verdikleri vatanın onlara duyduğu şükranda bulabileceğinizi söylemekten alıkoyamıyorum. tanrı'ya, kaybınızın acısını dindirmesi ve sizi, kaybettiğiniz sevdiklerinizin aziz hatırasıyla baş başa bırakması için dua ediyorum. özgürlük uğruna yapmış olduğunuz bu büyük fedakarlığın karşılığı olan o muhteşem gurur, şahsınıza aittir. en içten saygılarımla. abraham lincoln."
uykuya dalmanın sırrı, uyanık kalmaya çalışmakta gizlidir.
"savaş, duygularımızı terbiye eder, iradeyi harekete geçirir, bünyeyi kusursuz bir şekle dönüştürür ve insana yakın çarpışma ve ciddi durumlarda kendisini tartma olanağı sağlar." galiba bu, emerson'un iyimser olma hakkındaki felsefesi.
gerizekalı dahinin biri parlak bir fikir vermiş ve generali aşağıdaki uçaksavar ateşinden korumak için planörün tabanına kaynakla çelik plakalar monte etmişler. ama ne yazık ki planör uçaktan bırakılana kadar, benim bundan haberim olmadı.
biliyorum, hissediyorum; öldürdüğüm her adam, beni evimden biraz daha uzaklaştırıyor.
"akıp giden günlerin bıraktığı anılarla. yalnızlığımın tenhalığında dalga geçtin unutulmaz anılarımla. umutsuzluğa hapis ruhumla, oturuyorum, kimsecikler yok, ne acı bir durum! oturmuş dalıyorum, kasvet sarmış her yanı, biliyorum yakındır, kaçıracağım aklımı!"
"hayatın kendisi bile sadece seni temsil ediyor. bazen kollarında olduğumu hayal ediyorum. ve kulağıma fısıldıyor ve gözlerimi kapatıp, hayallere daldıran şeyler söylüyorsun. ve ben bunu fevkalade buluyorum. ve bir gün bırakıp gittin. beni terk edip gittiğin o günden beri çaresizim. gökyüzünde sen varsın, yeryüzünde sen varsın." şarkılar böyle devam ederse, almanların beni vurmasına gerek kalmayacak. bileklerimi kendim keseceğim!
- ne dediniz, efendim?
- james, bunu hak et, hak et!
bugün, ailem de benimle beraber. benimle gelmek istediler. dürüst olmam gerekirse, buraya tekrar geldiğimde ne hissedeceğimden, emin değildim. bana o gün, o köprüde söylediklerin, hiç aklımdan çıkmıyor. hayatımı, elimden geldiğince düzgün bir şekilde yaşamaya çalıştım. umarım sana layık olabilmişimdir. umarım ki, en azından senin gözünde benim için yapmış olduğun her şeyi hak etmişimdir.