1.11.2009

şu beylik sorun üstüne

mayakovski


düşümüze giren bir baltanın
kesip atışı gibi uyuyan alınları
bir anda
her şey silinip gider
geriye yalnız baltanın sapı kalır
sokak davulları da işte böyle girer
düşünüze
ve birden anımsarsınız ki
burda sıkılıyordunuz
ve şu köşe başında
saparsınız yan sokağa
ve işte karşınızdadır
bu işin suçlusu
köşe başının ayası pencereleri benden sakladığından
bir sürü cam çıkardım onların bu oyunundan
bütün ömrüm
pencere haritalarında yazılı
küçük bir cam parçası için
her şey yitip gidebilirdi

karanlık adam
serapçı
pencerelere
edepsizce çiziyordu sevinç işaretlerini
ve bütün o cam oyunları
açık-kızıl yengi
edepsizce titreşmekte gecenin pençesinde
eskisi gibi yapmak
ah, büyümek
bir dizeyle pencereye uçuvermek
ama hayır
kal dayayıp alnını küflü duvara
dizeler
ve günler değişti artık
taşlar soğuk
bir mezar ürpertisi
ve süpürgeler pek ender çalışmakta
pabuçlarım elimde
balgamlar arasında
çıkıyorum basamakları birer birer
hiçbir şeyin dindiremediği yürek sızısı
kaynaştırıyor halkaları birbirine
bir de bakıyorsun
geri geliyor
zili çalmaya
az önce rehinci kadını öldüren raskolnikov
konuklar çıkıyor merdivenlerden
yol onların
duvara yapışıyorum ben
yosunlaşıyor
ve işitiyorum
çınlayan zilleri
belki de o
oturuyordur
bir rastlantıyla sanki
sırf konuklar için
büyük yığınlar için
ve yalnız parmaklar
doruğunda
umutsuzluğun
sürdürmektedirler o garip dansı
acıya meydan okuyarak

peki ya karga-konuklar
kapının kanadı
dövmekteydi yüzüncü kez koridorun bağrını
dört bir yanda iri göğüsler
dört bir yanda yılışık ağızlar
hepsi şaraptan sendeleyerek geliyordu bana doğru
bir çatlak
delikler
bir mırıltı
hepsi o kadar:
"anuşka
ne de kırmızı yanaklı!"
pastalar
sıcaklığı sobanın
kürkleriniz
çıkarsanıza
üstünüzden

one-step'in temposu bastırdı sözcükleri
sonra yine sözcükler bastırıyor dansın temposunu
"neden böyle sevinçlisiniz?
yok canım, sahi mi?"
arkası yok
çatlak, bir tümceyi aydınlatıyor yeniden
birbiri üstüne yığılıp kalan sözcükler
sözcükler
(kötülük etme ereğiyle değil)
"geçen gün adamın biri bacağını kırdı
onun için, tanrının izniyle eğleniyor
kendimize küçük bir dans şöleni çekiyoruz."

evet
onların sesleri bunlar
onların tanıdık çığlıkları
tanıyorum hepsini
yerle bir, sessiz
tümceler kuruyorum bu çığlıklara uygun
evet
oturmuş
benden söz ediyorlar
derken bir hışırtı
nota sayfalarını çeviriyorlar
galiba
"bacağını mı dediniz?
gerçekten çok gülünç!"

ve ardından
şerefe kaldırılan kadehlerin tokuşması
ve bardakların kıvılcımı yanaklarında çıtırdıyor
ve sonra
sarhoş gibi:
"a vallahi çok ilginç
ikiye kırılmış, öyle mi?"

"neşenizi kaçıracağım, gerçekten üzgünüm ama
kırık değilmiş diyorlar
çatlakmış yalnızca."

sonra
yine çarpan kapılar, karga sesleri
ve döşemeyi aşındıran dans
ve sonra
duvarların yakıcı stepleri
bir two-step'in yankısını getirir kulağınıza

ve duvarın dibinde, ayakta
ben olmaktan çıkmış ben
peki, şu bitkin yaşam salt sayıklama olsun bundan böyle
ama hayır, işte bu olamaz, onunkini
onun dayanılmaz sesini istemem
elimle en sıradan kılığa soktuğum gün
yıl boyunca
kendi kendimi zehirliyorum bu sayıklamayla
o kemirdi ömrümü evcil bir dumanla
seslendim:
hadi durma, atla
pencereden
kaldırıma

kurtuluyordum açık pencerelerin çağrısından
sevinin yardımıyla kaçarak
hiç değilse bu yoldan
hiç değilse dizelerin
gece yürüyüşleriyle
insan oturup yazıyor
ve yürek bir yazı takımı olup çıkıyor
ve insan yine dizelerde seviyor
düzyazı sustuğunda
ne gelir elden, konuşamam
bilmiyorum
söylesene sevdiğim
nerde, sevgilim
nerde
-türküler çağırarak-
döneklik ettim seviye

ordaysa
her ses
bir itiraf
bir çağrı
ama o şarkı, esen yelin getirdiği tek bir sözcük
titreyen sesin
nota dizisinin üstünden
dikiyorum gözümü
hedefe
sağlam bacaklarımın gururuyla
haykıracağım: sapasağlamım
ve kalıyorum

diyeceğim ki:
bak
burda bile
ey sevgili
dizelerimle kasıp kavururken gündelik iğrençliği
koruyarak sevgili sözcüğünü
seni
esirgiyorum
ilenmelerimde

gel
karşılık ver dizelerimin çağrısına
dört bir yana başvurdum-şimdi burdayım işte
artık yalnız senden gelebilir kurtuluş
kalk ayağa
koşalım köprüye
başımı eğdim
inen vuruşun altında
mezbahadaki boğa
ama aşacağım
gideceğim oraya
ve bir anda
atacağım adımı