30.11.2009

uzun lafın kısası

lewis carroll: ah, aşktır, aşk, dünyayı döndüren. 

elias canetti: bir kitaplık, dünyadaki en büyük vaatten daha değerlidir.

iris murdoch: dünyada insanları en mutlu ve özgür kılan şey, başka insanların içeride kapalı olduklarını, acı çektiklerini görmektir.

margaret atwood: öldürmeye hazır olmadığınız hiçbir şeyi yemeyin. yemeğe hazır olmadığınız hiçbir şeyi öldürmeyin.

heinrich heine: kitapları yaktıkları yerde, sonunda insanları da yakacaklardır.

günter grass: günün birinde cehennem kapımızı çalarsa, en seçkin işkencelerinden biri, insanın çırılçıplak soyulup yaşadığı günlerin çerçeveli resimleriyle bir odaya tıkılması olacaktır.

grigory petrov: her millet, layık olduğu idareye ve idarecilere sahip olur.

leopoldo lugones: politika! ulusal felaket budur. bu ülkede gerileme, yoksulluk, haksızlık adına ne varsa, ya ondan kaynaklanır ya da onun tarafından istismar edilir.

vera tulyakova: kadınlar hiçbir şeyi öylesine yapmazlar.

ahmet oktay: hiç kimse yaşamında bir yanlışlık olmadığı sürece intihar etmez. intihar, geride kalanlara işlerin ne kadar kötü gittiğini göstermeyi amaçlar.

hallac-ı mansur: cehennem acı çektiğimiz yer değildir; acı çektiğimizi kimsenin duymadığı yerdir.

manuş romanov: öldüğüm zaman beni ayakta gömün; çünkü bütün ömrüm dizlerimin üstünde geçti.