hiçbir suçlunun vicdanında aklanmaması ilk cezadır
arsız oy kabı, yargıcın hileli kayırmacılığı sayesinde başarı kazansa da
insanların kasasında ne kadar para varsa
uyandırdıkları güven de o kadardır
ilk soru servetiyle ilgili, sonuncusu karakteri üzerine
"kaç köle besliyor? kaç dönüm arazisi var?
ne kadar çok yemek yiyor ve ne kadar büyük bir tabaktan?"
şanssız yoksulluğun özünde daha çetin hiçbir şey yoktur
insanları gülünç kılmaktan başka
yoksulun özgürlüğü budur: dövülünce
talepte bulunur, yumruklardan mahvolunca yakarır
birkaç dişiyle eve dönmesine izin verilsin diye
insanların delik pelerinleriyle
söylemeye cesaret edemeyeceği pek çok şey vardır
ne işim var benim roma'da? yalan söylemeyi bilmem
kötü kitapları övmeyi, bir nüshasını istemeyi beceremem
yıldız hareketlerinden anlamam
bir adamın babasının cenaze töreni için vaatte bulunmayı
ne isterim, ne de yapabilirim
kurbağaların iç organlarını hiç incelemedim
aşığının geline gönderdiği hediyeleri ve söylediği sözleri taşıma işi
başkalarının olsun; hiç kimse hırsız olamaz
benim yardımımla; bu yüzden kimsenin hizmetkarı olamam
kötürüm, çolak, işe yaramaz bir gövde gibiyim
yürekten düşkünsen karına, ruhunu bir tek kadına vermişsen
başını eğ ve boyunduruğa hazırla boynunu
asla bulamazsın aşığını esirgeyen kadını: kendisi alevler içinde yansa bile
hoşlanır aşığına eziyet etmekten, onu darmadağın etmekten
yapmaktan alıkoyacak hiçbir şey yoktur bir kadını
ayıp olacağını düşündüğü hiçbir şey
gerdanını yeşil zümrütlerle donatıp
kocaman kulaklarına iri istiridye küpeleri iliştirdi mi
daha çekilmez hiçbir şey yoktur zengin bir kadından
sıkıcı, zavallı yaşamımızın kısacık süresi, bir çiçek gibi
içkimizi yudumlarken, çelenkler, merhemler, kızlar isterken
ne olduğumuzu anlamadan kemiriyor bizi yaşlılık
dingin bir yaşama giden tek yol erdemle döşenmiştir
bir bilgelik varsa, hiçbir ilahi yanı yoktur bunun
seni biz, biz seni yapıyoruz, ey kader ve göğe yerleştiriyoruz
fiyatı ne kadar pahalı olursa
aldıkları zevk o kadar büyük olur
ne vakitsiz gelen bir ölüm
ne de feci bir son korkunçtur, doymazlık kadar
ölümden daha çok yaşlılıktan korkmalı
sıradan insanlar için kumar ayıptır, zina da
aynı şeylerin hepsini yapsa zenginler
bunlara neşeli ve kibar beyler deriz
zevkleri daha seyrek tatmak, daha makbul kılar onları
bazıları yaşamlarını sürdürmek için mal mülk edinmez
hırsları ve kör oluşları nedeniyle mal mülk edinmek için yaşarlar
fazla dövünüp duruyoruz
bir adamın öfkesi gereğinden fazla ateşli olmamalı
ne de aldığı yaradan daha büyük
hangi gün, bir hırsızlığa sahne olmayacak kadar kutsaldır
ya da zimmete para geçirmeye, sahtekarlığa ve türlü suçtan kazanılan servete
kamayla ya da topla elde edilen paralara
iyiler ender bulunur; azdır sayıları çünkü
thebae'nin kapıları ya da zengin nil'in ağızları kadar
dokuzuncu çağ yaşanıyor, demir çağından da kötü bir çağ
doğanın kendisi bile bu çağın adiliğine bir ad takamadı
adlandıramadı onu, ondan çıkan bir madenle bile
insanlar vardır her şeyi kaderin oyununa bağlayan
ne zaman çatık kaşlar, bir kez sürgüne yollanmış kızarıklığı geri almış
var mı bir tek alçaklıkla yetindiğini gördüğün biri
insan zihnindeki hiçbir kusur
ifrata kaçan zenginliğe duyulan ilkel arzudan daha çok zehir karmadı hiç
hiç bu kadar şiddetle gazaba getirilmedi
çünkü zengin olmak isteyen insan bir an önce olmak ister
zengin olmak için acelesi olan bir açgözlünün
yasalara karşı bir saygısı, korkusu ya da utancı olur mu hiç
iskender anlamıştı o fıçının yüce sakinini gördüğünde
hiçbir şey arzulamayan insanın ne kadar mutlu olduğunu
kazandığı başarılar kadar büyük tehlikelere katlanacak da olsa
tüm dünyayı kendisi için arzulayan kişiden
bana biri, ne kadar bir servetin yeterli olacağını soracak olsa, derim ki
susamamı, acıkmamı ve üşütmemi engelleyecek kadar
gizemli meşaleyi taşımaya değer bulunan hangi iyi insan
insanların kederlerinin kendisini ilgilendirmediğini düşünebilir ki
bu duygudaşlıktır bizi dilsizler sürüsünden ayıran
saygın bir ruhumuzun olmasının nedeni sadece budur
tanrısal yetkelere sahip olmamız da bundandır
bundandır türlü sanat öğrenmeye ve bunları işlemeye yatkınlığımız
gözleriyle toprakta sürünen hayvanların yoksun olduğu
göğün kalesinden yollanan bu duyguyu sadece biz çekip aldık