
uzun yıllarımı adalet diye bir şeyin var olduğuna inanarak geçirdim ve yanılıyor da değildim; çünkü tanrı'nın bize ilham ettiği türden bir adalet mevcuttur. fakat ben adaleti bu şekilde anlamıyordum ve işte bu noktada yanılıyordum; zira adaletimizin esasen hakkaniyetli olduğuna ve bunu bir şekilde bilip değerlendirebileceğime inanmıştım. ancak o kadar sık sağlıksız hükümlerde bulunduğumu gördüm ki en sonunda bu konuda önce kendimden, sonra da başkalarından şüphe etmeye başladım. her milletin ve her insanın değiştiğine şahit oldum. ve gerçek adaletin ne olduğu konusunda pek çok defa kanaat değiştirdikten sonra, doğamızın sürekli bir değişimden ibaret olduğunu anladım ve o zamandan bu yana da bende bir değişiklik olmadı. değişmiş olsam, bu görüşüm doğrulanırdı.