19.01.2010

grup psikolojisi

sigmund freud

gruplar hiçbir zaman gerçeğin arkasından koşmaz. yanılsamalara ihtiyaç duyarlar ve yanılsamasız yapamazlar. sürekli olarak gerçek dışını gerçeğe tercih ederler; gerçek dışı olandan da en az gerçek olandan etkilendikleri kadar etkilenirler. bu ikisi arasında bir ayrım yapmamaya açık bir eğilim gösterirler.

grup olağanüstü ölçüde saftır ve etkiye açıktır, eleştirel beceriden yoksundur ve grup için imkansız diye bir şey yoktur. grubun duyguları her zaman çok basit ve abartılıdır. dolayısıyla grup kuşkuyu da belirsizliği de tanımaz. doğruca aşırı uçlara yönelir; bir kuşkunun dile gelmesi halinde anında tartışmasız bir kesinliğe dönüştürülür, bir antipati kırıntısı delice bir nefrete dönüşür.

her türlü aşırılığa eğilimli olsa da grup sadece aşırı bir uyarımla tahrik edilebilir. grubu etkilemek isteyen kişi, savlarında mantığa ihtiyaç duymaz; ancak sözlerini en çarpıcı renklerle süslemesi, abartması ve aynı şeyi sürekli tekrarlaması gerekir.

grup, doğru ve yanlış konusunda kuşku taşımadığı ve kendi büyük gücünün bilincinde olduğu için, otoriteye karşı boyun eğmeci olduğu kadar hoşgörüsüzdür de. güce saygı duyar ve bir tür zayıflık olarak gördüğü nezaketten pek etkilenmez. kahramanlarından beklediği şey güç, hatta şiddettir. yönetilmek, baskı altına alınmak, efendilerinden korkmak ister. temelde tamamen muhafazakardır; her türlü yeniliğe ve ilerlemeye karşı derin bir tiksinti ve geleneğe kuşkudan uzak bir saygı duyar.

grup, asla efendisiz yaşayamayan boyun eğmeci bir sürüdür. boyun eğmeye öylesine hazırdır ki kendini efendi ilan eden herkese içgüdüsel olarak boyun eğer. ancak liderin de kişisel özellikleriyle gruba uyması gerekir. grubun inancını kamçılamak için kendisi de güçlü bir inancın -bir görüşün- çekimine kapılmış olmalı, kendine ait bir iradesi olmayan grubun kabul edeceği güçlü ve etkileyici bir iradeye sahip olmalıdır.

liderin "prestij" denilen gizemli ve karşı konulmaz bir gücü vardır. prestij, bir bireyin, eserin veya görüşün üzerimizde uyguladığı bir tür egemenliktir. bu bizim eleştirel becerimizi tamamen felç eder ve içimizi hayranlık ve saygıyla doldurur. ne var ki her türlü saygınlık ayrıca başarıya bağımlıdır ve başarısızlık durumunda kaybedilir.

grubun etkisiyle bireyin zihinsel yeteneği belirgin ölçüde azalırken, duyguya açıklığı aşırı ölçüde artar.

zihinsel -entelektüel- çalışma bağlamında, gerçekten de düşünce dünyasındaki büyük kararların, dev keşiflerin ve çözümlerin, sadece yalnız çalışan bir bireyde mümkün olduğu bir gerçektir.