ihsan oktay anar
neyzen ibrahim dede gülümseyerek, "kin şeytanın kahkahasıdır." dedi. "bu duygu seni yoldan çıkarmış. tekrar bize katılıp bu duygudan arınmaya ne dersin?" derviş, "sevsinler!" dedi. "yamak, aşçı olmak ister. aşçı, aşçıbaşı olmak, şakirt de katip olmak, katip ise paşa olmak ister. paşaların istediği de vezir olmaktır. kısacası herkesin istediği, bir şey olmak, olabilmek! sizler de güya pişmek ve olmak istiyorsunuz. aslında kendinizden başkasını kurtarmak peşinde değilsiniz. sadece kendi ruhunuzu temizleyecek kadar da bencilsiniz. yazıklar olsun size! ruhunuzu kirletmemek için, taşın altına elinizi sokamayacak kadar da korkaksınız. kinin ve nefretin ne olduğunu siz nereden bileceksiniz! bu dergahta kötülüklerden uzak yaşıyorsunuz. padişah tarafından korunup kollanıyorsunuz. üstüne üstlük bir de saygı görüyorsunuz. hal böyleyken sizlere kim kötülük yapmaya cesaret edebilir ki! en önemlisi, sizin hiçbir yaranız yok! ya benim yaralarım? işte!"