alessandro manzoni
bir fikir uzun süre ve geniş çapta egemen olduğunda kendisini anlatmak için tüm kapıları zorlar, inandırıcı olmak için tüm yolları dener. birileri çıkıp da yapılmaması gerekeni yapabileceğini söyleyinceye dek herkesin ya da birçok kişinin uzun süre o işin yapılacağına inanması zordur.
insanların, sözlerin anlamlarını yakalamak için ne yeter derecede anlayışları, ne dinlemek için sabırları vardır; ne de saf bir acıma duyacak ölçüde yürekleri büyüktür.
acı anılar, onları anımsatan yerleri yaşanmaz hale getirerek son bulurlar. bir de bu anılar doğduğumuz yerde geçmişse daha acı verir ve daha çok dokunur insana.
gerçek asla olması gerektiği gibi değildir. çünkü aslında insan ne istediğini kendisi de bilmez. daha sonra fark etmeden, yakıştırdığı güzelliğin acısını çıkarmaya kalkar.
insan, bu dünyada var olduğu sürece az ya da çok rahatsız bir yataktaki hasta gibidir. çevresinde, dışardan bakıldığında düzgün, dolgun, temiz pek çok başka yatak görür. bunlardan birinde yatmanın çok daha hoş olacağını düşünür. yatağını değiştirmeyi becerebilirse, yeni yerine yerleşir yerleşmez bir yandan bedenine batan bir çubuk, öbür yanında bir sertlik hissetmeye başlar. kısaca hikaye başa sarar.