bertrand russell
hepimiz 'iyi' insandan ne anladığımızı biliriz. ideal iyi insan içki ve sigara içmez, küfretmez, yalnız erkeklerin bulunduğu bir toplantıda orada hanımlar varmış gibi konuşur, kiliseye aksatmadan gider, her konuda isabetli fikirleri vardır. haksızlığa karşı derin bir nefret duyar ve günahı cezalandırmanın bizim acı bir görevimiz olduğunu bilir. titizlikle yürüttüğü mesleki faaliyetleri yanında hayır işlerine de hayli zaman ayırır. yurtseverliği ve askeri eğitimi teşvik eder. işçilerin ve onların çocuklarının çalışkan, serinkanlı ve erdemli olmalarını destekleyebilir ve bunu o konulardaki başarısızlıkların gereğince cezalandırılmasını sağlayarak yapar. belki bir üniversitenin mütevelli heyeti üyesidir ve yıkıcı fikirleri olan profesörlere görev vermeyerek eğitime yönelecek saygısızlığı önler. kuşkusuz, her şeyden çok da, dar anlamıyla "kişisel ahlakı" kusursuzdur. iyi insanın özünde hükümet yanlısı olması yatar. iyi insan, düşünceleri ve eylemleri iktidar sahiplerine hoş gelen kişidir.
"iyi" insanın özünde hükümet yanlısı olması yatar.
'kötü' bir adam sigara, arada bir de içki içer; hatta damarına basıldığında ağzını bile bozabilir. sohbetleri her zaman ağza alınacak türden değildir; güzel havalarda bazı pazar günleri kiliseye gitmek yerine kırlarda dolaşır. yıkıcı fikirleri de vardır; örneğin, barış istiyorsanız savaşa değil barışa hazırlanmanız gerektiğini düşünebilir. hatalara karşı tutumu bilimseldir; tıpkı arıza yapan otomobiline olan tutumu gibi. vaazların ve hapis cezasının, patlak bir otomobil lastiğinin tamirine yararı neyse, kötü alışkanlıkları düzeltmekte de yararının o kadar olduğunu iddia eder. yanlış düşünce konusunda daha da terstir. ona göre 'yanlış düşünme' sadece düşünme, 'doğru düşünme' de sözcükleri papağan gibi tekrarlamaktır. bu durum, onun her türden garip fikirleri olan kişilere yakınlık duymasına yol açar. çalışma saatleri dışında yaptıkları, sadece hoşlandığı şeylerle uğraşmaktan; ya da, daha kötüsü, iktidar sahiplerinin rahatına dokunmayan bazı önlenebilir kötülükler konusunda huzursuzluk yaratıp ortalığı karıştırmaktan ibarettir. 'kişisel ahlak' konusundaki bazı kusurlarını, gerçekten erdemli olan kişiler gibi özenle gizlemez; kendini, dürüst olmanın iyi bir örnek olmaktan daha iyi olduğu gibi yanlış bir düşünce ile savunur. sıradan ve saygın bir vatandaşın sözünü ettiğimiz bu niteliklerin bir veya birkaçını taşıyan bir kişi hakkındaki kanaati olumsuzdur; bu nedenle bir hakim, bir öğretmen veya bir vali gibi yetkileri olan görevler almasına izin verilmez. bu tür işler yalnız 'iyi' insanlara açıktır.