felakete uğramış bir zavallının ağladığını görünce
ona susmasını öğütleyip sabır dileriz
ama aynı ağırlıkta bir acı bizim üstümüze çökse
onun kadar, belki de daha fazla, dizimizi döveriz
şu gökkubbenin altında, toprakta, denizde, havada
sınırsız olan hiçbir şey yoktur
o sensin, benim en değerli parçam
gözümün daha parlak gözü, gönlümün en aziz yüreğisin
besinim, servetim, tatlı umutlarımın hedefi
dünyamın tek cenneti, göklerden tek isteğimsin
kıskanan bir kadının zehir saçan dırıltısı
daha öldürücü bir zehirdir kuduz köpeğin dişinden
ne olur tatlı dinlenceler engellenince
ne olacak, çılgınlık ve umutsuz bir melankoli
ardından da haşin ve huzursuz bir umutsuzluk
yemekte, eğlencede ve hayatı koruyan dinlencede
rahatsız edilmek insanı da, hayvanı da deli eder
bir iftira başka iftiralar doğurur
bir yerleşti mi sonsuza kadar kalır