20.05.2010

dönemeç

lawrence durrell

sonunda, düşlediğimiz şeylere dönüşürüz.

her dönemeçte insanın ayağı aynı şeye takılıyor. her kanepenin altında aynı ceset, her dolapta aynı iskelet. insan gülmesin de ne yapsın?

bir kadının en güzel aşk mektupları, aldattığı erkeğe yazılmış olanlardır.

yanılsamaların en güzeli, en acıklısı davranışlarımızın dünyadaki iyilik ve kötülüğün niceliğini artıracağı ya da eksilteceği inancımızdır.

uyurgezerlerin arasında yarı uyanık olmak bile başlangıçta ürkütücüdür.

hayat her şeyin efendisidir. aklın doğasına aykırı biçimde yaşamaktayız. gerçek öğretmen dayanma gücüdür.

ağır ağır dönen çarkının üzerinde bizi biçimleyen, bozup yeniden yapan gerçekliktir.

dünyayı kabul etmek için iyilik ve kötülüğün sınırlarının ölçüsüz derecede geniş olduğunu anlamak gerekir; dünyanın gerçekten içinde yaşamak, şu sonlu insan anlayışının yasaklanmamış en son sınırlarına kadar onu araştırıp öğrenmek gerekir.

sanat, bir biçimin bir ruhla içtenlikle onurlandırıldığı yerde başlar.

püriten kültür, sanatı kendi ahlak anlayışını onaylayan, yurtseverliğini pohpohlayan bir şey olarak görür.