stefan zweig
doğa bizi yasalarındaki oranlara öyle bir bir alıştırmıştır ki, onun tecrübe edilmiş uyumundaki en küçük bir kayma bizi tiksindirir ve korkutur; dolayısıyla -değişmez bir haksızlık olarak- onu yaratanın her hatası, başarısız olmuş yaratıya karşı içimizde bir garez uyandırır. çünkü vahim bir biçimde bu nefreti ihmalkar ressamın yerine masum resme yöneltiriz. her sakat ve biçimsiz varlık kendi çilesinin üstüne bir de, acımasız bir şekilde eli yüzü düzgünlerin saklamayı beceremedikleri rahatsızlığına katlanmak zorundadır. böylece şaşı bir göz, tavşan dudak, yarık bir ağız, doğanın bir kerelik hatasından bir insanın gittikçe büyüyen acısına, bir ruhun kökü kazınamayacak felaketine dönüşür; daireler çizerek dönen yeryüzü adlı gezegenimizde anlam ve adalete inanmayı zorlaştıran iblisçe bir felakete.