talimlidir acıya yaşayan her şeyi
ve yoktur herhangi bir eksiği
uykunun en güzel diyarlarını tanıyorum
asla gitmek istemiyorum oralara
henüz bilmiyorum, kapkara göl
nerede son verecek acılara
bakışlarını kaldır; ama bakma bana
indirilmekte bayraklar, meşaleler sönmüş
ve ay kapanmış kendi yörüngesine
gel, zamanıdır artık, gel ve sarıl bana
ey kutsal çılgınlık
ölü gözleri
gördük ve unutmadık asla
sevgidir en uzun süren
ve tanımaz bizi bir daha
kolay mı kaçmak, yağmur altındaki
yaprakların o mutsuz ölümlerinden
bir ekmeği yağmurla paylaşıyoruz
bir ekmeği, bir borcu ve bir evi
sayısızdır inançsızlığın yarattığı mucizeler
yürek olmakta direnen bir yürek, var mı daha
bu da bir dünyadır
bir eski yıldızdır, yalnızca
çocuk yaşlarımızda ülke dediğimiz
zamanın yağmuru gibi indiğimizde
havuzlara, neşeli zamanların birikimleri gibi
dağların hareket edişi başladığında
taşlara özgü bir duyguyla ve yaşları
belirsiz, bir gece korkusunun zemininde
ve çok büyük bir tedirginliğin kapısında
biz, seninle birlikte yatacağız
artık uyuma vaktidir sevdiceğim, oyun bitti
artık uyuma vaktidir sevdiceğim, oyun bitti
usulca yürümeliyiz. beyaz gecelikler havalanmakta
annemle babama göre hayaletler gezmekte sanki
biz karşılıklı değiştiğimizde nefeslerimizi
ama sonradan öğrendi ki, kuzuların otladığı yerlerde
kurtlar önceden beklerler hep, karanlık bakışlarla
hatırla! çok iyi bilmektesin artık
her kim ki sadıktır, yuvasına kavuşur ilk ışıklarla
ey ertelenmiş, ey bize bırakılmış zaman
görkemli duygulara sardı beni, unuttuğum ne varsa
güneşin altında yoktur daha güzeli, güneşin altında olmaktan
birbirimize sarılmış, yatmaktayız
birbirimize sarılmış, yatmaktayız
denizin dibinde, suları örtünmüş
tek bir ağız olmuşuz şimdi
unutmayı ve huzuru solumaktayız
ve sessiz tekne üzerimizde
ve sessiz tekne üzerimizde
toprağı götürmekte gülümseyerek, eve
söndürmekte sıcacık bir kırmızının dalgası
kendisinden daha serin olan güneşi
uyuyoruz ve farkında değiliz artık
uyuyoruz ve farkında değiliz artık
sahilde uçup gitmiş saatlerin
sarılmışız birbirimize istiridyeler gibi
içinde incilerin, düşlerin ve kumların saklandığı
sen değilsin yitirdiğim,
sen değilsin yitirdiğim,
dünya.