ikindi vakti ve dağ
onu yitirdim bile
engin gece
bir rayihadan
başka bir şey değil, şimdi
var mı yok mu
unuttuğum düş
şafaktan önce
teller susuyor
müzik biliyordu
benim duyumsadığımı
bugün eğlendirmiyor beni
bahçedeki badem ağaçları
senden bir anı olan
sessizce
izliyorlar yazgımı
kitaplar, klişeler, anahtarlar
o günden beri
oynatmadım yerinden
oyun tahtasındaki taşları
çölde
şafak söküyor
biri biliyor bunu
paslı kılıç
düşlüyor savaşlarını
benim düşüm bir başka
adam öldü
sakal bilmiyor bunu
uzuyor tırnaklar
bu eldir
kimi kez dokunan
senin saçlarına
sundurmanın altında
ayna, aydan başkasını
göstermiyor
ayın altında
uzanan gölge
tek başınadır
bir imparatorluk mudur
sönen bu ışık
yoksa bir ateşböceği mi
yeni ay
o da ona bakıyor
öteki kapıdan
uzakta bir cıvıltı
bülbül bilmiyor
seni avuttuğunu
yaşlı el
dizeler çiziktirip duruyor
unutmak için