amin maalouf
1967 bozgununun ertesinde geçen bir öyküde, mısırlı üst düzey bir sorumlu, olan biten karşısında öfkeden deliye dönmüş bir halde, sovyet büyükelçisine patlıyordu: "bize sattığınız silahlar beş para etmez!" diplomatın yanıtı şöyleydi: "aynı silahları vietnamlılara da verdik."
bir sünni militan şii ailelerin gittiği bir pazar yerini havaya uçurmak üzere bomba yüklü bir kamyonun direksiyonuna geçince ve bu katil, bazı fanatik vaizler tarafından "direnişçi", "kahraman" ve "şehit" olarak adlandırılınca, başkalarını suçlamak artık hiçbir işe yaramaz, asıl vicdan muhasebesi yapması gereken, arap alemidir. neyin savaşını vermektedir? hala hangi değerleri savunmaktadır? inançlarına nasıl bir anlam yüklemektedir?
bin yıl, üç yüz yıl ya da elli yıl öncesiyle karşılaştırıldığında, batı'nın kimi alanlarda hala devam eden, hatta hızlanan göz alıcı ilerlemeler kaydettiği yadsınamaz. oysa arap alemi bugün dibe vurmuş durumda; evlatlarını, dostlarını ve aynı şekilde tarihini utandırıyor.