mehmet eroğlu
şehvet, bedenin dostudur; ruhun esaretinden kurtarır onu.
insan otuz yaşına gelmeden budalalıktan kurtulamaz.
geçmişi serüvenlerle dolu olan bir erkeğin açık yüreklilikle sergilediği güçsüzlüğünden daha çekici ne olabilir?
sanat, ölüm denilen büyük hiçliği, hiçbir şeyi, bir şeye dönüştürmektir.
kentlerin günahlarını orospularla çocuklar öder; dünyanın günahlarını ise filozoflar.
adetleri bir yana bırakın. adetler fikrin yerini aldı mı, boku yedik demektir.
gerektiğinden daha iyi, kötülüğünden tamamen sıyrılmış bir insan, yarım, iğdiş edilmiş insan demektir. ölçülü olduğu sürece kötülük doğaldır; katıksız iyilikse yapmacık. günahın yontmadığı bir beden nasıl ham ve biçimsizse, kötülüğünden sıyrılmış, arındırılmış bir kişilik de o denli katlanılmaz ve sıkıcıdır ve eninde sonunda yönünü yitirir.
gençlik, başarıları abartmaksa, yaşlılık, başarısızlıklarımızla uzlaşmayı öğrenmektir.
uzun süren dostluklarda, dostlar eninde sonunda birbirlerinin sahibi olurlar.
hayat dediğimiz, kısa ya da uzun süren bir ölüm hikayesidir.