vay haline, içinde çöller saklayanın
taş taşı kütürdetir, çöl afiyetle tıkınır, boğulur.
dikip şevkten kararmış gözlerini muazzam ölüm
çiğner, çiğnemek hayatının ta kendisidir
kanatları olmalı kişinin, uçurumu seviyorsa eğer
ah zerdüşt, zalim nemrut
daha dün avcısıydın tanrının dahi
tuzağıydın tüm faziletlerin
okuydun kötülüklerin
şimdi, kendini avlayarak ele geçiren
kendine av olan, kendini kazan..
oysa gençken nasıl da mağrurdun
üstündeydi gururun, uzun ve ince bacaklarının
tanrısız bir münzeviydin, daha dün
bir münzevi, şeytanla birlik
kızıl prens'i her türlü küstahlığın
kişi sevecekse kendini
ilkin nefret etmek zorunda değil mi kendinden
onların hepsi faziletli
şöhret ve fazilet -nasıl da kafiyeli
yaşadığı müddetçe bu dünya
fazilet laklakalarının bedelini
şöhret laklakasıyla öder
dünya, bu curcunayla yaşar
tüm faziletlerin önünde
kabahatli olmak isterim
her büyük suçun kabahatlisi
tüm şöhret borazancıları karşısında
solucana dönüştü ihtirasım
böyleleriyle olmak iştahlı kılıyor beni
en aşağıda olmaya
bu madeni para, bununla
bedel ödemekte tüm dünya
şöhret: eldivenle dokunabiliyorum ancak bu paraya
tiksintiyle tepiniyorum üzerinde
yeni dansların ustası! selam sana!
bin bir türlü dans edelim can neşe bulsun
özgür -sanatımızın tek adı olsun
şen -olsun bilimimiz, şenlikten yana!
yeni dansların ustası! selam sana!
bin bir türlü dans edelim can neşe bulsun
özgür -sanatımızın tek adı olsun
şen -olsun bilimimiz, şenlikten yana!